Mesajı Okuyun
Old 29-12-2011, 12:01   #333
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
"Belirsiz alacak davası 1 Ekim 2011 'den sonra açılabilecektir. Zira HMK'nın 448.maddesine göre:

"Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır."

HMK'nın zaman itibariyle uygulanmasına ilişkin bu genel hükme göre, belirsiz alacak davasına ilişkin hükümde (m.107) Ekim'den itibaren uygulanacaktır. 1 Ekim 2011'den önce açılan davalar için belirsiz alacak davası hükümleri uygulama imkanı bulamayacaktır. Ancak kısmi dava açan bir kişi 1 Ekim 2011'den sonra talep sonucunu değiştirerek kısmi davayı belirsiz alacak davasına dönüştürebilir.Ancak bilindiği gibi, davacının talep sonucunu değiştirebilmesi ancak karşı tarafın rızası veya ıslah yolu ile mümkün olabilecektir. 1 Ekimden sonra iddia ve savunmanın değiştirilmesi HMK'ya tabi olacağından, talep sonucunun değiştirilmesi için davalının açık rızası gereklidir.(HMK.m.141) Karşı taraf açıkça muvafakat vermezse, bu durumda davacı ıslah yoluna başvurarak talep sonucunu değiştirebilir. "

Benim yukarıdaki "hukuki görüşten" anladığım:

1-)1 Ekim 2011 öncesi kısmi olarak açılan davalara TAM DAVA olarak devam edilemez: Nasıl ki olmayan bir şeyi sonradan var edemezsiniz, olanı da yok edemezsiniz. Yani "artık" hukuki yararın yoktur, alacağının kalanını dava edemezsin demek hiçbir hukuk ilkesi ile bağdaşmaz. Davacı talebini tekrarla alacağının bir kısmı ve sonrasında ıslahı veya ek davası ile de tüm alacağını hüküm altına aldırabilmelidir.

2-)1 Ekim 2011 öncesi kısmi olarak açılan davalara aynen KISMİ DAVA olarak devam edilir: 1.Ekim 2011 öncesi davanın açıldığı tarihte hukuki yararı olan kişinin eldeki davada hukuki yararının varlığı aynen devam edecektir.

3-) 1 Ekim 2011 öncesi kısmi olarak açılan davalara BELİRSİZ ALACAK DAVASI olarak devam da edilebilir: Bu da ancak davacının kullanmak zorunda olmadığı ancak usul hükümleri ile "dava açıldıktan sonra" HMK. 141 ile yolu yöntemi belirlenmiş kendisine tanınan hak ile kullanabileceği irade açıklaması ile mümkündür.

Bunda da şuna dikkat edilmelidir. Dilekçeler aşaması geçmediyse davacı davasını kendiliğinden değiştirebilir. Veya açıklayabilir. Eğer dilekçeler aşaması geçmişse de ıslah yöntemini kullanabilir.


Kendimce : Burada dikkat edilmesi gereken -vurgu- şudur; ekim öncesi belirsiz alacak davası yoktu, bu tarihten önce açılanların hiçbiri kendiliğinden belirsiz alacak davası değildir. Ve yine bu tarihten önce açılanlar kendiliğinden yeni bir şey(tam dava) de değildir.

Saygılarımla,