Öncelikle olayı anlatayım. Şaka tanımlamasını neden kullandığım anlaşılacaktır.

2001 yılında irtifak kamulaştırılmasına karar veriliyor. Tebligat yapılıyor. Uzlaşmazlık tutanağı düzenleniyor.

2002 yılında yasal süreden sonra kurum tarafından bedel tespit davası açılıyor. Dava sürerken kurun 2004 yılında kabloları yer altına aldığından kamulaştırmadan vazgeçtiğini beyan ediyor ve mahkemece kamulaştırmadan vazgeçildiği için karar verilmesine yer olmadığı gerekçesi ile dava sonuçlanıyor. Karar taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşiyor.

2008 Ocak ayında arazinin devri için tapuya gidiliyor. Tapuda kamulaştırma şerhi olduğu için işlem yapılmayacağı söyleniyor. (Aslında yükümlü olarak yapılması gerekir. Bu da yanlış. Karar ibraz ediliyor. Tapu kararda şerhin kaldırılmasına ilişkin hüküm bulunmadığından işlem yapamayacağını kurumdan yazı gelmesi gerektiğini bildiriyor.

Kuruma gidiliyor. Kurum kamulaştırmanın devam ettiğini, bu nedenle ya ferağ verilmesi gerektiğini ya da yeniden dava açacaklarını söylüyor.

Devir işlemlerinin gerçekleşmesi için 2001 yılında yapılan değer tespiti üzerinden anlaşma tutanağı düzenlenerek ferağ veriliyor.

Ben anlaşma tutanağı düzenlenmeden ve ferrağ verilmeden 1 gün önce dava açtım. Ancak paranın kurumca 10 gün sonra ödeneceğinin söylenmesi nedeni ile paranın ödenmesinde güçlük çıkarılmaması için dilekçeyi kaleme vermedim. Ama harç yattı.

Şimdi para da çekildi.

Ben dilekçemde olayları anlatarak ortada bir zararın oluştuğunu ve bunda da kurumun kusurlu olduğunu belirttim.

Şimdi;

1- Yapılan değişiklikle benim bedel tespit davası açma hakkım yok. Bu nedenle dava kamulaştırma bedelinin tespiti olarak nitelenemez.

2- Kurum kamulaştırmadan vazgeçtiğini beyan ettiği için kamulaştırmasız el atmış durumuna düşmüştür. Ancak kayıtlara göre bizim arazi kamulaştırmadan vazgeçilen yerlerden değil. Bu beyan memurun hatası ile oluşmuş birfiili durum Yani kurumun da gerçekte kamulaştırmadan vaz geçme niyeti yok ama böyle bir beyanı var. Bu nedenle kamulaştırmasız el atmaya dayanarak dava açabileceğimi düşünüyorum.

3- Burada da karşıma tutulan uzlaşma tutanağı çıkıyor. Tutanağın bir örneğini vermemişler ama büyük olasılıkla karşılıklı anlaşıldığı yazıyordur.

Her nekadar tutanaktön önce harç yatmışsa da dilekçenin kaleme geç verilmesi benden kaynaklandığından dava tarihinin harç tarihi değil deftere kayıt tarihi olarak kabul edilebileceğini düşünüyorum.

Bu durumda sizce sonuç ne olur.

Dilekçeyi kaleme vereyim mi vermeyeyim mi?

Şimdiden teşekkürler. Saygılar.