Mesajı Okuyun
Old 15-09-2004, 15:04   #5
OKoseoglu

 
Varsayılan

Sayın Jus'un paylaştığı Yargıtay kararının, ilk bakışta olaya uyar gibi görülmekle birlikte ayrıntılara inildiğinde ve detaylı bir analiz yapıldığında hiç de öyle olmadığı görülecektir. Şöyle ki; Yargıtay kararına konu davada -kişisel olarak nedensellik bağının bu kadar ileri götürülmesime katılmakla birlikte- doğan zarar ve işçinin davranışı arasında " sözleşme olgusu" bakımından bir ilişki vardır. Rehber bayanın bir sözleşme ile otelde kalması ve bu sözleşmenin edimlerinden bir kısmını işveren adına güvenlik görevlisi tarafından yerine getirilmesi ve haksız fiili bir şekilde bu sözleşme yapısı etrafında oluşmaktadır.
Halbu ki Sayın Özcan'ın olayında otobüs şöförü ve işletenle hiçbir sözleşme ilişkisi olmayan otomobil sürücüsü arasında minimum da olsa yukardaki gibi bir bağlantı yoktur. İki farklı örnek vermek gerekirse: Otobüs şoförü mola yerinde hızlı gittiği için tartıştığı yolcuyu döver.Burada her ne kadar taşıma işi (sözleşmesi) dışında da olsa yolcu ve işletici firma arasında sözleşmeden kaynaklanan ve Yargıtay'ın zorlayıcı yorumundaki gibi bir ilişki vardır. Diğer örnek: Otobüs şoförü mola yerinde üzerini ıslattığı için araba yıkayan çocuğu döver. Burada ise işletmecinin sorumluluğunu gerektirecek sözleşmeden kaynaklanan bir ilişki, birliktelik yoktur. Akla gelebilecek en uç yorum " otobüs şoförünü yola çıkartan işlemeci" olabilir ki bu durumda artık nedensellik bağını yolu yapan işçiye, otobüsü imal eden firmaya kadar götürmekte bir engel kalmaz.
Yargıtay kararı bu açıklamalarım tamamen göz ardı edilse bile yine olaya uygulanamaz. Bir kere otobüs şoförü taksirli bir suçtan sabıkalıdır. Bu sabıkası ile kasden müessir fiil arasında nasıl "işçiyi seçmede özen borcu" bakımından bir ilişki kurulabilir. Aksi durumda hiçbir işveren sabıkalı işçi çalıştırmaz .Herhalde bu da eski hükümlü çalıştırmayı açıkça teşvik eden İş Kanunu ile çelişir.