Mesajı Okuyun
Old 22-12-2010, 14:06   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/23567
Karar: 2002/25328
Karar Tarihi: 28.11.2002

ÖZET: Tasarrufun iptaline ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra takibine konu edilebilir ise de, takip talebinde ve ödeme emrinde alacaklının ad ve soyadının gösterilmemiş olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının onanmasına karar verildi.


(2004 S. K. m. 366) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Tasarrufun iptaline ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra takibine konu edilebilir ise de, takip talebinde ve ödeme emrinde alacaklının ad ve soyadının gösterilmemiş olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 4.960.000 lira onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 28.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/5259
Karar: 2002/6499
Karar Tarihi: 29.03.2002

ÖZET: Tasarrufun iptali ilamlarının icrası için kesinleşme şartı gerekmez.

(2004 S. K. m. 277, 283, 366)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Takip dayanağı ilam İ.İ.K.'nun 277 ve müteakip maddelerine göre alınmış tasarrufun iptaline ilişkindir. Bu kararın amacı, İ.İ.K.'nun 283.maddesine dayalı olarak yalnızca borçlunun tasarrufuna konu ettiği maldan alacaklının alacağını tahsil olanağı sağlamaktan ibarettir. Bu nedenle konusu ayni değil şahsi hak doğurucu niteliktedir. H.U.M.K.'nun 443/4.maddesi kapsamında kalmadığından kesinleşme şartı aranmaz. Merciice istemin reddi gerekirken açıklanan gerekçeye aykırı düşüncelerle kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.03.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları