Mesajı Okuyun
Old 18-05-2010, 09:55   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Muhtesatın tespiti davası, ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanıncaya kadar açılabilir.
Sonuçlandıktan sonra sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davası açılabilir. Tespit davası açılamaz.
Diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/293

K. 2008/3463

T. 16.9.2008


Üzerinde muhtesat bulunan taşınmazın ortaklığının giderilmesinin dava edilmesi halinde, bu muhtesatın maliklerden bir veya birkaçına ait olduğuna ilişkin tapu kaydında şerh varsa veya bu hususta tüm taşınmaz malikleri arasında oybirliği sağlanabiliyorsa ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemece taşınmazın muhtesatsız çıplak değeri ile muhtesat değerinin ayrı ayrı belirlenerek taşınmazın muhtesatlı değerinin yüzde kaçının arza, yüzde kaçının muhtesata isabet ettiğinin saptanması, muhtesatla birlikte satılacak olan taşınmazın satış parasının paylaştırma oranları belirlenirken taşınmazın muhtesatsız çıplak değerinin taşınmazdaki mülkiyet payları oranında tüm maliklere, muhtesatın değerinin ise sadece muhtesatı meydana getiren malik veya maliklere verilmesini sağlayacak şekilde oranlama yapılması, satış bedelinin belirlenecek bu oran dahilinde taşınmaz maliklerine dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Muhtesat konusunda tapu kaydında şerh bulunmaması veya malikler arasında oybirliği sağlanamaması halinde çıkan uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceği ise HUMK'nun 567. maddesi hükmünde açıklanmıştır. Bu madde hükmüne göre, muhtesat değeri sulh mahkemesinin görevini aşmıyorsa uyuşmazlığın ortaklığın giderilmesi davasına bakan sulh mahkemesince, aşması halinde ise görevli asliye mahkemesince çözümlenmesi, uyuşmazlığı çözmenin asliye mahkemesinin görevine girmesi halinde ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemenin muhtesatın kendisi tarafından meydana getirildiği öne süren malik veya maliklere bu konuda dava açması için 10 günlük kesin süre vermesi ve verilen süre içinde dava açılması halinde de bu davanın sonucunun beklemesi gerekir. Ne var ki, ister verilen süreden önce isterse daha sonra açılmış olsun, dava sonucunda verilecek tespit hükmünün davanın tarafları açısından koşulları HUMK'nun 237. maddesi hükmünde açıklanan biçimde kesin hüküm oluşturacağı, davanın taraflarını ve ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemeyi bağlayacağı, bunun sonucu olarak muhtesatın davacı tarafından meydana getirildiğine karşı çıkan malik veya maliklerin iradesi yerine geçeceği ve bu şekilde oybirliğinin sağlanmış olacağı göz önüne alındığında, daha önce açılmış ve görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davası bulunması koşuluyla muhtesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini öne süren malik veya maliklerin buna karşı çıkan diğer malik veya malikler aleyhine tespit davası açmakta her zaman için hukuki yararının bulunacağı, hukuki yararın da dava sonuçlanana değin sürmesi gerektiği kuşkusuzdur.