Mesajı Okuyun
Old 03-10-2007, 19:30   #5
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Arif Aydın,
ben sizin yazdıklarınızdan herhangi bir anlam çıkarmadım. Olayda, söz konusu alıntıların kaynağını belirtmeme rağmen, bir yanlış anlaşılma var bence. Yanlış anlaşılma olmasın diye söz konusu mesajdaki alıntıyı yeniden düzenledim.

Alıntı yaparken benim yazdığım cümleyi ikiye bölmüşsünüz ve cümlenin ikinci kısmını alıntıya almamışsınız. Cümlenin tamamı alınmadığı için'de anlamı değişmiş. Cümlenin tamamı şöyle: Benim burada söz konusu daha doğrusu tartışma konusu yapmak istediğim konu bu ilişkinin, herşeyden önce, Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir ve Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19158 ) alıntılarındaki tesbitler çerçevesinde incelenmesidir.

Burada söz konusu olan alıntıların nereden alındığını da THS'deki linki vererek belirtmeye çalışmıştım. Alıntı konusu olan iki cümle şöyle: 1. 'Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir, 2. Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir'.



Müvekkil için düşünmek ve davranmak

Yazıhanemizin merkezinde müvekkil durur. Yazıhanemizin önde gelen amacı müvekillerimizin çıkarlarını/menfaatlerini korumak ve onların üçüncü kişilere karşı olan haklarını gerçekleştirmeye çalışmaktır. Müvekkillerin menfaatleri ön plandadır. Kendi çıkarlarımız/menfaatimiz, çalışma arkadaşlarımızın çıkarları, karşı tarafın, mahkemenin, resmi daierlerin ve bunlara benzer başka yerlerin çıkarları ikinci plandadır. Bu, avukatlık meslek nizamnamesine de uygundur........
....mesleğimizi icra etmeyi belirli noktalarda bir tıp doktorunun mesleğini icra etmesine uygun olarak görüyoruz. Doktora sağlık problemleriniz olduğu zaman gidersiniz. Avukata hukuki ve mali konulardaki problemleriniz için gidersiniz. İkiside bir hizmet mesleğidir. Her iki meslekte de bir meslek ahlakı/etiği koşulu söz konusudur. Her iki meslekte de içten gelen, müvekkile=hastaya yardım etme arzu ve isteğini hissetme duygusu büyük faydalar sağlar. İnsanın içinden gelen bu his, bu zihniyet var olduğunda mali başarı kendiliğinden gelir....

Yukarıdaki alıntı Avustruyalı Avukat Gerold Beneder’in internet sayfasından.

Benim üzerinde durmak istediğim ve vurgulamak istediğm konu şu: Vekille müvekill arasında karşılıklı bir güven duygusunun söz konusu oluşu ve vekille müvekkilin ancak ve ancak bu ‘güven duygusu’ olduğunda sağlıklı olarak beraberce çalışabilecekleri.

Bu türden bir güven duygusunu hangi davranış olumlu yönde etkiler dersiniz? Avustruya’lı Avukat’ın yazdıkları mı yoksa THS’de dile getirilen düşünceler mi?

Saygılarımla