Mesajı Okuyun
Old 03-09-2007, 22:15   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan Uygulama Hakkında Kısa Bilgiler

Uygulamada, İstanbul Basın Bürosu ve 2. Asliye Ceza Mahkemesi(ATV-Sabah Grubu ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar buradan yürütülmektedir), gizliliğin ihlali suçunun oluşabilmesi için soruşturma evrakının birebir açıklanmasını gerekli görüyor. Haberin genel geçer ifadelerle hazırlanması halinde suçun oluşmayacağını düşünüyor. Bağcılar da benzer uygulamayı benimsemiş durumda(Doğan Grubu ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar buradan yürütülmektedir). Şişli Adliyesi’nin uygulamasını tam olarak bilmiyorum(Vatan Gazetesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar buradan yürütülmektedir).

Bu nedenle gazetecilere, haberi üçüncü ağızdan aktarmaları öneriliyor. Yani “şöyle şöyle olduğu öğrenildi” , “ifadede şunların söylenildiği bildirildi” gibi bir formülle haberi hazırlaması isteniyor. Bu halde de yargı organları suçun oluşmadığını düşünüyor.

Bunun yanında doktrinde, TCK 285’in genel bir düzenleme olduğu bu nedenle Basın Kanunu’ndaki özel hüküm nedeniyle basın mensuplarının TCK 285’ten cezalandırılamayacağı görüşü mevcut. Ben de bu görüşe katılıyorum.

Ceza sorumluluğu bakımından ise Basın Kanunu’nun (sanırım 11. maddesi idi) cezai sorumluluğa ilişkin hükmünün incelenmesi de faydalı olabilir. Bu tarz haberlerin yarısına yakınında eser sahibi belli olmadığından 11. madde hükmü uygulanıyor.

Sonuç olarak anılan uygulayıcılar anılan hükümleri işletmekte çekingen davranıyorlar. Bunda da haklılar. Çünkü olayların neredeyse tamamında hukuka aykırılık unsuru bulunmuyor. Özellikle Basın Kanunu’nda yer alan suçlar bakımından cezalandırMAMA eğiliminin olmasını faydalı buluyorum.