Mesajı Okuyun
Old 31-03-2014, 10:45   #59
MAHMUT MAVİGÜL

 
Varsayılan

Sayın Öksüz,
Selamlar…

HMK’nun 114/g maddesi ve uygulama dayanağı olan HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU GİDER AVANSI TARİFESİ’nin “Gider avansı” başlıklı 3.maddesinde; “ Davacı, bu Tarifede gösterilen gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsar.” hükmüyle birlikte, bu giderlerin ne olduğunu belirleyen “Gider avansı” başlıklı 4.maddesinde ; “ (1) Davacı; a) Taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri, b) Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri; tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, c) Dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 75 TL ulaşım gideri, ç) Dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti, d) Diğer iş ve işlemler için 50 TL,toplamını avans olarak öder.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Tarife’nin ilgili 5.maddesi de taraflarca yatırılan gider avansının
iadesini “ Gider avansının kullanılmayan kısmı hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iade edilir.” hükmü ile yeterli şekilde cevaplandırmıştır.Her ne kadar davacıya iade edilir denilmişse de,davalı tarafça da talep halinde artan gider avansı iade edilmektedir.
Öncelikle davacının davasını açarken,açtığı davayı kazanacağını nereden tahmin edebiliryorsunuz ?!...Öngörünüze hayran oldum…
Eğer davacı davasını bir vekil ile yürütüyor ise, ikamesi sırasında da
gider avansında belirtilen kalemlerle birlikte, avukatlık ücretini de peşin yatıracaktır.
Çünkü,HMK’nun 114/g bendi “gider avansı” nın yatırılmasını, dava şartı olarak düzen-
lemiştir.Avukatlık ücreti de “yargılama giderleri” kapsamında olması nedeniyle,bundan doğal bir açıklama da olamaz.
Bilirkişinin emek ve hizmeti,Yasa ve ilgili Tarife’yle teminat altına alındığına göre, avukatın avukatlık ücretinin Yasa ve ilgili Tarife’yle teminat altına alınmasına karşı durmanıza bir mana veremiyorum!
Taraflar eğer kendilerini bir avukat ile temsil ettiriyorlarsa,avukatlık ücretini yatırmak zorundadırlar.Gerek davacı ve gerekse davalı taraf,avukatsız davayı takip etmek isterlerse,böyle bir zorunluluk yoktur.Gider avansını mahkeme veznesine
yatırma sırasında “ Keşif talebiniz var mı? Bilirkişi incelemesi istiyormusunuz?…Kaç tanık göstereceksiniz? “ gibi ilgili görevlinin sorularına muhatap kalındığına göre,aynı muhatabiyet avukat ile temsil ettirme için de sorulabilinecektir.Kimseye kendisini avukat ile temsil ettirmek gibi bir zorunluluk ve dayatma olamaz.Eğer kendinizi
vekille temsil ettirmek istiyorsanız,tabidir ki bunun bedelini de ödemek zorundasınız.
Davanın yürütümü sırasında taraflardan herhangi birisi kendisini vekil ile temsil ettirmek istediğinde, her iki taraf da avukatlık ücretini “Avukatlık Ücret Tarifesi” nde belirlenen nispi veya maktü vekalet ücreti nispetinde ödemek zorundadır.Çünkü, nasıl ki,bilirkişinin emek ve hizmetinin karşılığı olan ücret teminat altına alınıyor ise,avukatlık ücretini de, verilen hizmet ve emeğin karşılığı olarak teminat altına almak zorunluluğu vardır.
Mahkemeler vezne görevlisi, ikame edilen davanın harcınının ne olduğunu,UYAP üzerinden maktü mü veya nispi mi olduğunu tesbit edebildiği gibi,yine UYAP üzerinden tahsil edilecek vekalet ücretini“Avukatlık Ücret Tarifesi” nde belirlenen nispi mi veya maktü mü olduğunu tesbit edebilicektir.Galiba gülümseme sırası bende…
Mevcut davanın davacısı ve davalısı, leyh ve aleyhlerine gelişecek neticeye göre, gider avansından avukatlık ücreti vekiline tediye edilecek,diğer yatırılan vekalet ücreti de davayı kazanan tarafa ilgili Tarife’nin 5.maddesinde belirlendiği üzere,
hükmün kesinleşmesinden sonra iade edilecektir.Aynı uygulama hükmün kesinleşmesin-
den sonra taraflara artan gider avansının iade edilmesi gibi…
Yukarıda getirilmesini umut ettiğim yasal düzenleme ve tadillerin bizlerde nasıl bir iktisadi rahatlama farklılığı yaratacağını sormuş bulunmaktasınız.
Eğer halen Dünya gezegeninde ve cofrafik olarak da Türkiye ülkesinde
avukatlık yapıyor iseniz, mevcut uygulamanın biz avukatlar yönünden ne denli iktisadi felaketler yarattığının farkındalığını yaşıyor olmalısınız.Şayet getirilmesini ve düzenlemesinin yapılmasını isteğim konunun kanun yapıcılar tarafından yaşama enteg-rasyonunun sağlanması halinde,iktisadi yönden rahatlama ile birlikte,meslek mensubu olarak itibar ve saygınlık kazanacağımız malumunuzdur.
Dört yıl hukuk eğitimi alacaksınız…Bir yıl staj yapacaksınız…Ve sonrasında “veraset belgelerini”-“ miras sözleşmelerini”-“gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerini”- neredeyse “Anlaşmalı Boşanma Protokollerini”-“ şirket sözleşmelerini”
vs. gibi hukuk mühendisliğini gerektirecek belge ve sözleşmeleri Noterler düzenleyecek...
Sizce toplumsal itibar bizlerde mi yoksa Noterlerde mi?...Çok değil,suya atlayıp neredeyse bir-iki kulaç sonrası ulaşabileceğiniz komşu Yunanistan’da,tüm resmi iş ve görevler avukatlar eliyle yürütülmektedir.Avukat öncelikle hukuk mühendisidir. İtibarının öncelikle bu noktadan iadesi gerekmektedir. Hiç gördünüz mü,berberin et sattığını…Halen Noterlik mesleğine olan yoğun talep ve ilgi; biz avukatların iktisadi ve itibari manadaki farklılığı yönünden bir ölçüt olduğu kanaatindeyim.
İktisadi rahatlama farklılığı da, aynı Yunanistan’da olduğu gibi tüm resmi iş ve görevlerin,davaların takip ve temsilinde avukatların rol oynaması halinde;
perakende değil,toptancı bir avukat olarak işlere yetişmekte zorlanacağınız malumunuzdur. Peki,bu durum iktisadi ve itibari bir rahatlama farklılığı yaratmayacak mı?...
Sevgi ve selamlarımla…