Mesajı Okuyun
Old 07-06-2007, 15:18   #13
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,3561 sayılı kanun daha önce kira sözleşmesi olanlara uygulanacak bir kanun. Bizim olayımızda müşterek mülkiyet var, daha öncede bir kira sözleşmesi yok, işgalde yok, mahkeme kararıyla gayrımenkulün boş ve kullanılamaz halde olduğu tespit edilmiş, izaleyi şuyu devam ediyor. Ayrıca gönderilen ecrimisil ihbarnamesi ve kira tebligatına karşı görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğunu düşünüyorum. Görevsizlik kararına itiraz ettim, sonuçlanınca bildiririm.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 1997/246
K. 1997/445
T. 3.10.1997
• İDARENİN ECRİMİSİL İSTEMİ ( Buna Karşı Dava Açma Süresi )
• ECRİMİSİL DÜZELTME İHBARNAMESİ ( Dava Açma Süresinin Başlaması )
• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin Davalıya Tebliğinden İtibaren Başlaması )
• TEBLİGAT ( Dava Açma Süresinin Başlaması )
2577/m.7,11
2886/m.75
ÖZET : İdarenin ecrimisil istemine karşı dava açma süresi ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin ilgiliye tebliğ tarihinden başlar.

İstemin Özeti: Hazineye ait taşınmazın 1.1.1991-31.12.1993 döneminde fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye karşı yapılan başvuru üzerine düzenlenen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen ve mahkemenin Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı bozma kararına uymayarak davanın süre yönünden reddine dair ilk kararında ısrarına ilişkin bulunan 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi N.T.`nin Düşüncesi: Davacının temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Ş.`nin Düşüncesi: Hazineye ait taşınmazın fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü, 15148 sayılı ecrimisil ihbarnamesinin düzeltilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine düzenlenen 29.9.1994 günlü, 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davayı süre yönünden reddeden İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 27.2.1995 günlü E: 95/167, K: 95/198 sayılı kararını temyizen inceleyerek davanın ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin düzenlendiği tarihten itibaren 60 günlük süre içerisinde açıldığı, dolayısıyla süre aşımı bulunmadığı gerekçesiyle bozan Danıştay 6. Dairesinin 12.3.1996 günlü E: 95/2194, K: 96/1115 sayılı kararına karşı 95/198 sayılı kararında ısrar ederek, ecrimisil ihbarnamesinin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yapılan düzeltme istemine 1 ay içerisinde cevap verilmemesi suretiyle 13.6.1994 tarihinde zımni ret işlemi tesis edilmiş olduğundan, belirtilen tarihten itibaren 60 gün içerisinde davanın açılmasının gerektiği nedeniyle, 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca davayı süre yönünden reddeden 10.12.1996 günlü E: 96/1313, K: 96/1398 sayılı kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ise de; temyiz dosyasının incelenmesinden 2886 sayılı Yasanın 74. maddesindeki yetkiye dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 80 ve 81. maddeleri uyarınca davacının adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunması üzerine ancak ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağı tahakkuk ettirilmiş olacağından, düzeltme ihbarnamesinin düzenlenmemesi halinde kamu alacağının tahakkuk ve tahsiline hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle, düzeltme ihbarnamesinin 7.10.1994 tarihinde tebliğini izleyen günden itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesi uyarınca 60 gün içinde dava açılabileceğinden 7.11.1994 gününde yasal süresi içinde açılan davada süre aşımının olmaması nedeniyle aksine verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile ısrara ilişkin idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü: ... sayılı hazineye ait taşınmazın 1.1.1991- 31.12.1993 döneminde fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü 15148 sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye karşı yapılan başvuru üzerine düzenlenen 29.9.1994 tarih ve 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 27.2.1995 günlü, E: 1995/167, K: 1995/198 sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararı, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı kararı ile bozulmuş ise de; İstanbul 6. idare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın süre yönünden reddine dair ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı bu kez, idare mahkemesinin 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde, idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren 60 gün olduğu belirtilmiş; aynı kanunun 11 inci maddesinde de, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır, İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır" hükmü yer almıştır.

Bu konuda özel kanun niteliğinde olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun uygulanmasını düzenleyen Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya verme, Mülkiyetin Gayrı Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 80 inci maddesinde tesbit ve takdir edilecek ecrimisil tutarının fuzuli şagile ecrimisil ihbarnamesi ile tebliğ edileceği, ecrimisilin bu ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiği tebliğ edilen işlemde bir hata bulunduğu düşünülerek rızaen ödenmek istenilmediği takdirde aynı süre içinde tebliğ eden idareye dilekçe ile müracaat edilerek düzeltme talebinde bulunulabileceği, bu taleplerin milli emlak müdürlüğü veya mal müdürlüğünce incelenerek neticesinin ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile muhataplarına tebliğ edileceği; aynı yönetmeliğin 81 inci maddesinde ise, düzeltme isteminde bulunmuş olması halinde ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin muhatabına tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde ecrimisil alacağının ödeneceği, bu sürenin son gününün ödenmesi gereken ecrimisilin vade tarihi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

İstanbul 6. İdare Mahkemesince; mevzuatta öngörülen usul uyarınca ilgililerin, ecrimisil ihbarnamesinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri gibi, bir ay içerisinde söz konusu ecrimisili ödemek ya da yine bir ay içerisinde düzeltilmesi istemiyle tebliği yapan idareye başvurabilme imkanına sahip oldukları, eğer ilgililer ecrimisil ihbarnamesinin düzeltilmesi isteğiyle ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde başvuruda bulunmuşlarsa başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde idarece cevap verilmesi halinde bu cevabın kendilerine tebliği üzerine 60 gün içinde eğer idarece bu bir aylık sürede cevap verilmemişse olumsuz işlemin oluştuğu kabul edilerek söz konusu bir aylık sürenin bitiminden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde idare mahkemesinde dava açabilecekleri, ilgililer düzeltme isteminde bulunma yolunu kullandıkları takdirde idare tarafından tesis edilecek ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin ya da süresinde cevap verilmemesi halinde zımni ret şeklinde ortaya çıkacak olumsuz işlemi dava konusu yapabilecekleri, ... 6 parsel sayılı hazineye ait taşınmazdan dolayı ecrimisil istenmesine ilişkin 11.4.1994 tarih ve 15148 sayılı işlemin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 1.5.1994 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu, söz konusu itiraz üzerine düzenlenen ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile ilgili 29.9.1994 tarih ve 06869 sayılı işlemin 7.10.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine de 7.11.1994 tarihinde iş bu davanın açıldığı, bu durumda davacının 1.1.1991- 31.12.1993 tarihleri arası için 98.000.000 lira ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü 15148 sayılı işlemin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine düzeltilmesi istemiyle yaptığı 13.5.1994 tarihli başvuru üzerine davalı idarenin, yukarıda yazılı yönetmelik hükmü gereğince bir ay içinde cevap vermemesi sonucu 13.6.1994 tarihinde zımni ret işlemi tesis edilmiş olduğundan, söz konusu olumsuz işleme karşı bu tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken, 7.11.1994 tarihinde açılan davanın süresinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre yönünden reddine ilişkin kararda ısrar edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı kararında da açıklandığı üzere; dava konusu ecrimisil ihbarnamesinin 15.4.1994 gününde davacıya tebliğ edildiği, davacının 13.5.1994 gününde davalı idareye düzeltme talebiyle başvuruda bulunduğu, bu talebin reddine ilişkin 29.9.1994 günlü, 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin 7.10.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacının 7.11.1994 tarihinde bu davayı açtığı, ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca davacının, adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunması üzerine ancak ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağı tahakkuk ettirilmiş olacağından dava konusu olayda düzeltme ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren kamu alacağının tahakkuk etmiş olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin düzenlendiği tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde 7.11.1994 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, mahkemece davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA ve dosyanın İstanbul 6. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 3.10.1997 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı ısrar kararının, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen sebeplerin, bu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından; davacının temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının onanması oyuyla aksine verilen karara karşıyım.