Mesajı Okuyun
Old 30-03-2010, 02:19   #21
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Anayasa Mahkemesinin Harçlar Kanununa ilişkin iptali

Merhaba;

Arkadaşlar öncelikle kararın gerekçesine yeniden bakalım:

A- Yasa’nın 28. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendinin İkinci Tümcesinin İncelenmesi

Harç, idarece yapılan bir hizmetten yararlananlardan bu hizmet dolayısıyla alınan para, diğer bir deyimle verginin özel ve ayrık bir türüdür. Bu nedenle diğer harçlarda olduğu gibi, yargı harçlarında da kural; harcın, davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişi tarafından ödenmesidir. Ancak yargı yoluna başvurmak, başvuran kişiye bir harç yükümlülüğü yüklediği gibi, başvuranın haklı çıkması halinde bu yükümlülük yer değiştirmekte ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmektedir. Bu nedenle nisbi harca tabi davalarda, yargılama sonunda ödenecek harç miktarıyla birlikte, harcın gerçek sorumlusu da mahkeme kararıyla belirlenmektedir.
Anayasa’nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır. Dava açarken peşin harcı ödeyen ancak nisbi harca tabi davalarda işin niteliği gereği dava sonuna bırakılan bakiye harçtan yasal olarak sorumlu olmadığı mahkeme kararıyla belirlenen davacıya, sorumlusu olmadığı bir harcın tahsili koşuluyla ilamın verilmesi; bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşımaktadır.

B- Yasa’nın 32. Maddesinin İlk Tümcesinin İncelenmesi

İtiraz konusu tümcenin yer aldığı 32. madde “harcı ödenmeyen işlemler” başlığı altında Yasa’nın beşinci bölümünde düzenlenmiştir. Maddenin itiraz konusu ilk tümcesi; “Yargı işlemlerinden alınan harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmünü içermektedir. Bu kural sadece nisbi karar ve ilam harçları için değil, Yasa’da yer alan ve yargı işlemlerinden alınacak tüm harçları kapsayan bir hükümdür. Yasakoyucu bu kuralla yargı hizmetlerinin karşılığı olan ve kanunda yer alan harca tabi işlemlerin yapılmasını, o işleme ilişkin harcın tahsili koşuluna bağlamıştır. Aynı zamanda yasakoyucu ilgilisi tarafından ödenmeyen harcın karşı tarafça ödenmesi halinde işleme devam olunacağını ve ödenen harcın yargılama sonunda ayrıca bir talebe gerek kalmaksızın hükümde dikkate alınacağını da belirlemiştir.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından,

Anayasa Mahkemesi gerekçede harcın tanımına ve hak arama ve elde etmenin özelliklerine yer vermiştir. Şöyle ifade edersek:
28. Maddeye ilişkin olarak kullanılan mahkemece harcın sorumlusunun saptandığı ve devamındaki Anayasa'nın 36. maddesindeki açıklamaya ilişkin açıklama bu konuyu açıklamaktadır.
Konunun 32 madde ile olan ilişkisine gelince:
alıntıda da altını çizdiğim üzere bu sadece yargı harçlarına ilişkindir. Mahkeme de bunu belirterek hükümde dikkate alınacağını ifade etmiştir. Yani hükme kadar olan harçlar dikkate alınacaktır. Hükümden sonra bu maddeye dayanılamaz diye düşünebiliriz. Bunun ayrık noktası ilamı almak için karşı tarafın ödemesi gereken harcı ödeyen tarafın harcı karşı taraftan isteyebilmesidir. Bu da ilama (Mahkeme sürecine) ilişkin olan bir haktır. Bu hükümle karşı tarafın borcu olan harcı ödeyen kazanan tarafa bir kolaylık getirilmiştir. Yoksa karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu harcı ödeyerek ilamı alan kişinin bu hüküm olmasa da nedensiz zenginleşme hükümlerine dayanarak karşı taraftan bu bedeli isteme olanağı vardır. Bu çerçevede bu hüküm ilamın infazının engellenmesine yönelik bir hüküm olarak düşünülemez.

Aksine bir yorum iptal kararını anlamsız kılacaktır.

Dava bakiye harcı ödemeyen bir kişinin ilamı alması nedeni ile açılmıştır. Anayasa Mahkesi de bu isteminin haklı olduğunu kabul etmiştir.

Peki ilamı alan kişi ne yapacaktır?

Anayasa’nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır. ifadesi bunu açıklıkla ifade etmektedir.

Yani ilamı alan kişi ilamın gereğini her türlü kişi ve merciden isteme hakkına sahiptir.

Benim düşüncem böyle.

Saygılar