Mesajı Okuyun
Old 31-03-2016, 12:10   #6
tiryakim

 
Olumlu kayıp kaçak vb...belirsiz alacak açılabilir

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/8719
Karar: 2014/9201
Karar Tarihi: 10.06.2014


ALACAK DAVASI - KARAR DÜZELTME İSTEMİ - ELEKTRİK FATURALARINA YANSITILAN KAYIP KAÇAK BEDELİNİN TÜKETİCİDEN ALINIP ALINAMAYACAĞI - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZLİĞİ - BOZMA KARARININ KALDIRILARAK HÜKMÜN ONANMASINA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken hükmün bozulmasına ilişkin karar doğru görülmediğinden bozma kararının kaldırılarak, hükmün onanmasına karar verilmiştir.

(4628 S. K. m. 4) (1086 S. K. m. 440) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.)

Dava: Davacı ...İnş. Taah. Tic.Ltd.Şti. ile davalı UEDAŞ aralarındaki kayıp-kaçak bedelinden doğan alacak davasına dair ...5. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 09/04/2013 günlü ve 2012/214 E.-2013/121 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 22/01/2014 günlü ve 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili; davacı şirketin davalı şirket tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetinden yararlandığını, davalı kurumun başkaları tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedelini davacının faturasına yansıtarak tahsil ettiğini ileri sürerek, davacı tarafından ödenen 5.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren, 15.727,92 TL'nin 15/03/2013 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; kayıp-kaçak bedeli alınmasının davalı kurumun iradesine bağlı olmadığını, EPDK Kurul kararları doğrultusunda işlem yapıldığını, kurul kararının iptali için Danıştay'da dava açılması gerektiğini, bu bedellerin mevcut yasal hükümler uyarınca tahsil edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 15.727,92 TL'nin ıslah tarihi olan 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alınıp alınamayacağı hususundadır. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Başka bir deyişle, kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin 2. fıkrasında Kurum'un "...bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten" sorumlu olduğu belirtilmektedir.

Buna göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haizdir.

Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler, tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemez veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamazlar.

Bu nedenle, perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli, perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almaktadır.

Bu durumda, dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.

Bu kez, davacı vekili 11/03/2014 tarihli karar düzeltme talebini içeren dilekçesinde; Kayıp-kaçak bedelinin oluşmasında hiç bir kusuru olmayan müvekkilinin bu zarardan sorumlu tutulmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan, bozma kararının kaldırılarak, kararın onanmasını talep ettiği görülmüştür.

Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile; elektrik şirketlerinin tüketicilerden fatura yoluyla tahsil ettikleri kayıp-kaçak bedelinin hukuka, hakkaniyete ve şeffaflığa aykırı olduğundan, faturalara kayıp-kaçak bedelinin yansıtılmamasına karar vermiştir. Yüksek Genel Kurulun bu karar ve uygulamasına dairemizce de uyulmasına ve bu şekilde uygulama yapılmasına oy çokluğu ile karar verilerek bu şekilde uygulama yapılmasına karar verilmiştir.

Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 22/01/2014 gün ve 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verilmiş, dosyanın temyiz incelemesine geçilmiştir.

Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.

Davacı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.

4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.

Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.

Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir.

Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.

Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.

Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davalı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.

Bununla birlikte, nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)

Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken Dairemizin 22.01.2014 tarih, 2013/16374 E.-2014/731 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına ilişkin kararı yukarıda açıklanan gerekçeler ile doğru görülmediğinden bozma kararının kaldırılarak, hükmün ONANMASINA 10.06.2014 günü oyçokluğuyla karar verildi.

NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

T.C.
BURSA
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO: 2012/214
KARAR NO: 2013/121

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 17.07.2012
KARAR TARİHİ: 09.04.2013


Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirket tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetinden yararlandığını, taraflar arasında akdedilen abonmanlık sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, özel hukukta geçerli olan ahde vefa ilkesi gereğince bu kamu kurum veya kuruluşlarının bu akitlerle bağlı olup tek taraflı olarak herhangi bir değişiklik yapamayacaklarını, ancak davalı kurumun davacı şirketin kusuru olmaksızın başkaları tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedelini davacının faturasına yansıtarak tahsil ettiğini, bu hususun sözleşme hükümlerinin hukuka aykırı bir şekilde ihlali olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırı bir şekilde davacıdan tahsil edilen miktarın faizleri ile birlikte kesim tutarının ancak davacı tarafından ödenen tüm fatura suretlerinin davalı idareden celp edilmesinden sonra yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğinden HMK'nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasının açılması zaruretinin doğduğunu ve BK'nın 125. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirtilerek davacı tarafından fazladan ödenen 5.000,00.-TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili duruşmada tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın Elektrik Piyasası Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından EPDK karar ve yönetmeliklerine uygun şekilde hareket edildiğinden açılan davanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na yöneltilmesi gerektiğinden davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, esas yönünden de Türkiye genelinde 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu dahilinde ulusal tarifenin uygulanmakta olup söz konusu tarifelerin EPDK tarafından belirlendiği 01/01/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak tarifelerin 28/10/2010 tarih 2999 EPDK kararı ile yayınlandığını, bu tarife kapsamında uygulanmakta olan enerji bedelinin perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli kalemlerine ilave olarak kayıp/kaçak bedeli ve perakende satış hizmet bedelleri olarak belirlendiğini, söz konusu bu bedellerin EPDK tarafından tanınan geçiş süreci dahilinde 2011/nisan döneminden başlayarak elektrik faturalarında yer almaya başladığını, açılan davanın dayanaksız olup kanuna ve hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğu belirtilerek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Kaçak elektrik kullanımlarından dolayı elektrik faturalarına yansıtılan fazla ödemelerin istemine ilişkindir.

Taraf vekilleri kanıt olarak; Davalı kurum tarafından tanzim edilen Elektrik faturalarının suretlerini, abone dosyasını,2999 sayı 28.12.2000 tarihli kurul kararını, EPDK kararlarını ve ilgili yönetmenlikleri, bilirkişi incelemesini göstermişlerdir.

Taraf vekillerinin göstermiş olduğu tüm deliller toplandıktan sonra, dosya mahkemece resen bilirkişi olarak atanan Elektrik Mühendisi Veysi Er ve İsmail ER"den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi heyetinin 07/02/2013 havale tarihli raporunda özetle; Davaya konu edilen Elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedeli, EPDK.nın 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ve bu kararın ekindeki cetvellerde belirtilen esaslar dahilinde faturalara yansıtıldığını, dava konusu olayda yapılan uygulamanın bu doğrultuda yapıldığını, dosyaya ibraz edilen davacı aboneye ait ödeme cetvellerinde yazılı kayıp kaçak bedellerinin 20.727,92 TL. Olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup, davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 15.03.2013 tarihinde 15.727,92 TL. Artırarak (20.727,92 TL.) üzerinden ıslah etmiş ve gerekli ıslah harcını yatırmıştır Tüm dosya kapsamı, dosya ya sunulan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: 1-Davanın kabulü ile, 5.000,00 TL.nin dava tarihinden itibaren 15.727,92 TL.nin ıslah tarihi olan 15.3.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine

2-Kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 1.415,92-TL nispi karar ve ilam harcından Mahkememiz dosyasından alınan 74,25-TL peşin ve 268,60 ıslah harcın mahsubu ile bakiye 1.073,07.-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,

3-Davacı tarafından yapılan 21,15.-TL başvurma harcı, 74,25.-TL peşin harç, 268,60TL. ıslah harcı, 6,60.-TL vekalet harcı, 73,00.-TL davetiye gideri, 22,90.-TL müzekkere gideri ve 670,80.-TL keşif-bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.137,30.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,

4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,

5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.487,35.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa VERİLMESİNE,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09.04.2013 (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı