Mesajı Okuyun
Old 22-03-2012, 13:59   #2
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ayrıntıcı
Müvekkilim kısıtlı eşine karşı şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açıyor,mahkeme ise davalı taraf kısıtlı (akıl hastası) olduğu için dava reddediyor. Ancak ara kararda müvekkil lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş. Bizde bu tedbir nafakasını icra takibine konu yapmak istiyoruz.
İcra takibini kısıtlıyı temsilen vasisine karşı mı açacağız yoksa sadece kısıtlıya karşı mı açacağız.
Takibimiz kesinleşirse haciz vs işlemler kısıtlıya karşı nasıl yapılır,örneğin kısıtlıya ait evler var ,satış istenebilirmi

Bunların dışında, "sezgin küçükler" ile "sezgin kısıtlılar" -MK. mad. 16/I uyarınca- ancak yasal temsilcilerinin rızası varsa, kendilerini borç altına sokacak ya da malvarlıklarında bir azalma yaratacak işlemleri kendi­leri geçerli olarak yapabilirler. Küçüğün yasal temsilcisi velisi (MK. mad. 335), kısıtlının yasal temsilcisi ise mahkeme tarafından atanan vasi (MK. mad. 413)'dir. İşte, sezgin küçük ve kısıtlılar, yasal temsilcilerin izni ile bir hukuki işlem yaparlarsa, artık bu işlemin hükümsüz olduğu söylene­mez. Eğer, sezgin küçük ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin izni olmadan bir hukuki işlem-de bulunurlarsa ve yasal temsilcileri de sonradan yapılan bu işlemi onaylamazsa (=icazet vermezse) yapılan işlem hükümsüz olur.

Takip talebi'nde bulunmak -dava açmak gibi- sınırlı ehliyetsiz için bir "karşılıksız kazanma" ve "kişiye sıkı olarak bağlı olan bir hakkın kullanılması" olmadığından, sezgin küçükler ile kısıtlılar, tek başlarına takip talebinde bulunamazlar. Bu kişiler adına ya yasal temsilcileri takip talebinde bulunur ya da -borçlunun, icra mahkemesine yaptığı şikayet üzerine icra mahkemesince yasal temsilciye tayin edilen uygun süre içinde- yasal temsilci tarafından sonradan, başlamış takibe izin verilir (MK. mad.343/I, 451/II). Eğer, yasal temsilci tarafından icra mahke-mesince tayin edilen süre içinde izin verilmezse, takip iptal edilir.
Eğer, sezgin küçük ya da kısıtlıya bir meslek ve sanatla uğraşması için açıkça ya da örtülü olarak (=zımnen) izin verilmişse (MK. mad. 453, 343, 359), bu meslek ve sanatın gerektirdiği işlemleri geçerli olarak yapabilecek­lerinden, kendilerine borçlanmış kişi hakkında i c r a t a k i b i'nde de bulunabilirler.

Başka bir ifade ile takip ehliyetine sahip olanlar, ayırt etme gücüne sahip (mümeyyiz, sezgin) ve reşit (ergin) olup, kısıtlı bulunmayan gerçek kişiler ve tüzel kişilerdir. Ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar (mahcurlar) kural olarak takip ehliyetine sahip değillerdir, İcra takiplerinde, reşit olmayanlar (küçükler) velisi olan anne ve/veya babası tarafından temsil edilir; kısıtlılar (mahcurlar) için ise bir vasi tayin edilir. Ayırt etme gücü (sezgin) olmayan kimselerin, takip ehliyeti de yoktur. Bu kişiler, icra (ve iflas) takiplerinde kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir. İcra organları, tarafların takip ehliyetine sahip olup olmadıklarını res’en dikkate alır. Taraflardan birinin takip ehliyeti yoksa, bu husus da süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebilir.

Kaynak:Talih UYAR