Mesajı Okuyun
Old 08-06-2010, 20:20   #30
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Ve yine benden iyi bildiğinize eminim: Ölüm anından itibaren ne kadar kısa sürede otopsi yapılırsa araştırılan konuyla ilgili o kadar sağlıklı bir sonuç alınabilir. Dolayısıyla Türk Adalet sisteminin hızı ve tebligat kanunumuzun zayıflıkları düşünüldüğünde soruşturmada tanık beyanlarını almayı falan beklersek zaten geriye kalanlarla otopsiden ziyade olsa olsa toprak analizi yapabiliriz.

Bu arada ölü yakmanın sıkça kullanıldığı Amerika'nın polisiye dizilerini izlerseniz, polisin cinayeti aydınlatmak için otopsi izni almaya çalışmak için büyük bir çaba içinde olduğunu, bazı durumlarda senaryo gereği katilin ceset yakıldığı için yakalanamadığına vs. eminim rastlamışsınızdır.

Yaşarken Türk Adalet sisteminin hızı ve tebligat kanununun zayıflıklarının zaten mağduru oluyorsak, öldükten sonrada aynı sistemin bedenimizi bir eşya olarak kamu yararına kullanmasına nasıl göz yumalım peki?

Sn Gemici nin yazdığı şekilde otopsiye onay verilmesi durumuna da bir itirazım var. Söz konusu olan bulaşıcı hastalık bile olsa yine de onay alınmalı ve ilk aşamada onay alınan cesetler üzerinde otopsi yapılmalı diye düşünüyorum.

Senaryo; Küçük bir ilçede 40 yaşın üzerinde bir kadın yatağında uyurken ölmüştür. Kronik bir hastalığı olmadığı gibi aynı evde yaşayan birçok kişide uyumaya gittiğini sabah uyanmaması üzerine ölü bulduklarını söylemişlerdir. Defin ruhsatı için gittiklerinde doğu illerimizden birinden olan kadın, ailesi gelecek ve ölüm nedenini sorgulayacak diye otopsi yapılmıştır. Gelen Adli Tıp uzmanı otopsiye gerek olmadığını ölüm nedeninin kesinlikle kalp krizi olduğunu belirtmesine rağmen yine de otopsi yapılır. Ölüm nedeni kalp krizi çıkar. Henüz olmayan birşey için olacakmış gibi havadan nem kaparcasına otopsi yapmanın ne gereği olabilir? değildir.

Olay yeri incelemesinin eksikliğini, Adli Tıp ın yetersizliğini, DNA analizlerinin ve veri bankalarının zayıflığınının hesabını vermemeli ve gereğini ceset yapmamalı..