Mesajı Okuyun
Old 09-04-2009, 23:39   #16
Engin Özoğul

 
Varsayılan Yargıtay kararlarından bağımsız teorik tartışma...

Tartışmayı somut olaya indirgemeden ben de bir iki şey yazmak isterim.

İrade beyanı: Fesih iradesi

BİR... Hukuki işlem: Hukuki bir sonucun meydana gelmesi, ancak bu sonuca yönelen irade beyanına ihtiyaç gösterdiği takdirde, sözü edilen nitelikteki irade beyanı "hukuki bir işlem" teşkil eder. (Tekinay, Akman, Burcoğlu)

İKİ... Bozucu yenilik doğuran haklar karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğurur(bu görüşü kabul etmiş olalım). Oğuzman'ın ise farklı bir görüşü var: Alman Medeni Kanunu'nda irade beyanının sonuç doğurması için vama anının esas alınacağını öngören bir düzenleme vardır. İsviçre ve Türk Hukuku'nda ise böyle bir düzenleme yer almamaktadır. O halde Türk Hukuku'nda irade beyanlarının sonuç doğurması bakımından varma anını esas almayı gerektiren hukuki bir dayanak yoktur. Olayın özelliğine göre durumun değerlendirilmesi gerekir. Oğuzman'ın görüşü benim hukuk mantığıma daha yakın.

ÜÇ... İrade beyanının sonuç doğurması ile geri alınması farklı kavramlardır.

DÖRT... Borçlar Kanunu'nun 9. maddesinde "icabın", karşı tarafa varmadan önce geri alınabileceğine ilişkin hüküm yer almaktadır. Bu hükmün özel olarak düzenlenmesinin bir sebebi olmalı...

BEŞ... Akdin kuruluşu aşamasında icap diye nitelenen irade beyanının geri alınabileceğini özel olarak düzenleyen Borçlar Kanunu, fesihle ilgili maddelerinde böyle bir kural öngörmemiştir. O halde irade beyanının geri alınamaması kural; geri alınabilmesi istisnadır denebilir.

ALTI... Böyle denirse bozucu yenilik doğuran irade beyanını açıklayan taraf artık bu beyanını geri alamaz.

YEDİ... İrade beyanı karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuracağından iradesini açıklayan kişi, beyanı karşı tarafa varana kadar sözleşmeyle bağlıdır.

SEKİZ... Karşı taraf da irade beyanı kendisine varana kadar sözleşmeyle bağlıdır.

DOKUZ... Karşı tarafın irade beyanını öğrenmesine özel bir sonuç bağlanamaz(B.K.md.9 ve diğer istisanalar hariç).

ON... Karşı taraf, varma anı ile öğrenme anı arasında, sözleşmeyi fesheden taraf lehine bir kazandırmada bulunmuşsa karşı tarafın bu davranışına borcun ifası denemez. Çünkü sözleşmesel ilişki varma anı itibariyle sona ermiştir. Artık bir borçtan söz etmek mümkün değildir. O halde varma anı ile öğrenme anı arasındaki dönemde karşı taraf lehine yapılan kazandırmaların geri istenebilmesi ancak sebepsiz zenginleşme temelinde mümkündür.