Mesajı Okuyun
Old 11-04-2012, 23:15   #2
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kamil yıldırım
Öncelikle tüm üstadlarıma ve meslektaşlarıma saygılarımı sunarım..Benim sorum geçenlerde açmış olduğum haksız fiile dayalı tazminat davasında mahkeme, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu yetki itirazını göz önüne alarak mahkemenin yetkisizliğine karar verdi.Ben her ne kadar dilekçemde olayın haksız fiile dayandığını, davalının müvekkile vermiş olduğu zarar anında müvekkilin dikkatsizliğinden kaynaklanan bir kazanımda bulunduğunu ancak olay sonrasında bir takım hilelerle bunu gizlediğini, tazminden kaçındığını belirtmeme rağmen olayda haksız fiilin mi sebepsiz zenginleşmenin mi olduğunun tetkiki lazımdır diyerek yetkisizliğine karar verdi.Şimdi sorum şu, Haksız fiil gibi asli bir dava ile sonuçlandırılabilecek bir uyuşmazlık var iken, kaldı ki dava dilekçemde de davacının kötüniyetli olduğunu belirttim yeterince, sebepsiz zenginleşme gibi tali nitelikte bir dava için kanunda öngörülen davalının yerleşim yeri mahkemesinin dikkate alınması (sırf davalının ''hayır bu dava haksız fiil değildir'' dediği dilekçesine itibar edilip) ve durumun haksız fiil mi sebepsiz zenginleşmemi olduğunun tetkiki gereklidir diyerek yetkisizliğe karar vermesi doğrumudur?

Üstad,

Yazımınızdan anlaşılan davalının savunması doğrudur.

BK 61 açıkça Haklı bir sebep olmaksızın aharın zararına mal iktisabeden kimseden bahseder. Davalınız haklı bir sebep olmaksızın davacının zararına bir iktisapta bulunduğuna göre ortada sebepsiz zenginleşme vardır.

Haksız fiilde de davacı zarara uğratılır. Ancak haksız fiilde zarara sebep olan kişi davacıdan bir mal iktisap etmez. Yani haksız fiil ile sebepsiz zenginleşme arasındaki temel fark davalının bir mal-hak-alacak iktisap edip etmediğidir. Olayınızda davalı bir şey iktisap ettiğine göre ortada haksız fiil değil sebepsiz zenginleşme vardır.

Selamlar.