Mesajı Okuyun
Old 29-11-2011, 13:57   #3
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lethe
Geçimini sadece minibusçülük yaparak sağlayan bir kişinin aracına borcu sebebiyle yakalama şerhi konması İİK açısından hukuka uygunmudur. Sonuçta vatandaş geçimini sadece o minibüsü işleterek sağlamaktadır.

Haczi mümkün olsa dahi aracın yakalanarak borçlunun kendisi ve ailesinin geçimini sağlamasının önüne geçilmesi yasalmıdır? Buna ilişkin içtihat arıyorum.

Yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.

Konu ile ilgili bir içtihat:

Alıntı:

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/20054
Karar: 2005/23869
Karar Tarihi: 02.12.2005
HACZED
İLEMEZLİK ŞİKAYETİ - BORÇLU ŞOFÖRÜN SAHİP OLDUĞU MİNİBÜSLE İLGİLİ OLARAK HACZEDİLEMEZLİK ŞİKAYETİNDE BULUNMUŞ OLMASI - MİNİBÜSÜN BORÇLUNUN MESLEĞİ İÇİN LÜZUMLU OLAN ADET VE EDEVAT KAPSAMINDA SAYILMAMASI GEREĞİ

ÖZET: K
ıymeti fazla olsa dahi mesleki eşyanın haczedilemeyeceğine karar verilerek borçluda bırakılması gerekmektedir. Somut olayda borçlu şoför olup sahip olduğu minibüsle ilgili olarak haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu görülmektedir, minibüs borçlunun mesleği için lüzumlu olan adet ve edevat kapsamında sayılamayacağından, haczedilemezlik şikayetinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

 
(2004 S. K. m. 82)
Yukar
ıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
İİK'nın 82/4. maddesi gereğince borçlunun (sanat ve mesleği için lüzumlu olan alet, edevat ve kitapları) haczedilemez. Ancak, bunun için borçlunun haciz sırasında bir meslek veya sanatla uğraşıyor olması ve kendisi ile ailesinin geçimini anılan meslek ve sanatla sağlaması gerekir.
Yukarıda yer verilen madde gereğince haczedilemeyecek malların kapsamını tayin edebilmek için sanat sözcüğü ile eş anlamda kullanılmış olan meslek kavramını teşebbüsten ayıracak kıstasların açıklanması gerekir. Çünkü borçlu bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleği ile ilgili alet, edevat ve kitapları haczedilemeyecek, aksine bir teşebbüs sahibi sayıldığı zaman, bu teşebbüsün mallan sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Şikayet konusu incelenirken borçlunun yaptığı işte sermaye ile emeğin karşılıklı oranları tespite çalışılır ve emeğin değerinin, sermayenin değerinden daha fazla olduğu görülürse "bir mesleğin" varlığına, aksi takdirde "bir teşebbüsün söz konusu olduğuna" hükmedilir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 02.12.1972 tarih 1972/572-974 sayılı kararı). Uygulamada, bu şekilde incelemeye ekonomik kıstasın üstün tutulması adı verilmektedir.
Ayrıca, borçlunun mesleki eşya sayılarak haciz dışı bırakılan eşyasının kıymetinin fazla olması durumunda nasıl bir sonuca varılacağı da önemlidir. Yani, bu durumda mahcuzun satılıp, bedelinden borçluya daha ucuzunun alınması için para ayrılıp kalanının alacaklıya ödenmesi mi, yoksa kıymeti fazla olan mesleki eşyanın aynen borçluya bırakılması mı öngörülmelidir? Dairemizin, süregelen içtihatlarına göre yukarıdaki açıklamaya ve önerilen çözüme özel olarak değinen İİK'nın 82/12. maddesi hükmünün burada kıyasen uygulanması mümkün değildir. Yani, kıymeti fazla olsa dahi mesleki eşyanın haczedilemeyeceğine karar verilerek borçluda bırakılması gerekmektedir. (Talih Uyar, Haciz, 1990 baskı, sayfa 608 vd.) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 1. cilt, 1988 Baskı, sf. 797 vd)
Somut olayda borçlu şoför olup sahip olduğu minibüsle ilgili olarak haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu görülmektedir, ancak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda minibüs borçlunun mesleği için lüzumlu olan adet ve edevat kapsamında sayılamayacağından, haczedilemezlik şikayetinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

 
 
Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları