sanık müdafii olduğum bir davada, davanın duruşmalarına sürekli mazeret göndermek zorunda kaldım. Tüm deliller toplandı akabindeki duruşmanın, duruşma saatinde başka yerde de 3 duruşmam olunca, hem karşı taraf vekili ile hem de mahkeme kalemi ile görüşüp saat 12:00'a talik talebi gönderdim.
Saat 11:55'te duruşma salonuna girdiğimde, hakim avukat bey 5dk önce aldık dosyanızı, beraat kararı verdim dedi.
Bugün gerekçeli karar ile birlitke, mağdur vekilinin temyiz dilekçesi geldi. Temyiz dilekçesinin son paragrafı aynen şu şekilde:

"Sanıklar aşamalardaki beyanlarında hiçbir şekilde söz öztememişken mahkemede - oda vekillerinin uyarısı üzerine- tanık Sevinç'in adını ortaya atmışlardır. Hukukçu olmayan hatta çok cahil kişiler için bile herhangi bir suçlama ile karşılaştığında "yanımda şu kişi de vardı" demek bir reflekstir. Nitekim bu tanık da durumdan rahatsız olmuş olacak ki ancak ihzaren mahkemeye getirilebilmiş ve sanırız ki çok da inandırıcılıktan uzak olmamak düşüncesi ile sanıklardan Kadriye ile katılan müvekkil arasında sözlü bir çatışmayı tarif etmiştir. Hal böyle iken sanıklar ve gösterdikleri tanıkların beyanlarına itibar edilmesi usul ve yasaya aykırıdır."


Benim kanaatim, burada bir meslek suçu olduğunu, açık bir şekilde olmasa da örtülü olarak bana yönelik bir itham olduğunu düşünmekteyim. Bir kısım arkadaşlar da aynı görüşte, bir kısım arkadaşlar da AHİM M.10, AY M.26 deyip ifade özgürlüğü diyerek ortada herhangi bir şey olmadığını düşünmekteler.

Sizin düşünceniz nedir?