Mesajı Okuyun
Old 12-03-2008, 17:02   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Kanuni Yedek Akçenin Amacı

Danıştay 12. Dairenin dosya numarasını tespit edemediğim Ancak Av. Nizam İpekçinin, Holding Şirketler isimli kitabının 209. sayfasında aynen (7.6.1976 Tarihli, Danıştay Dergisi, sa.24-25,s.552-553) şeklinde atıf yapılan aşağıdaki kararını tartışmak ve şirket varlıklarından alacağını alamayan alacaklılar için bu kararın şirket yönetimindeki şahısların sorumluluğu temelinde TTK.309,336-340 md. ler esas alınarak bir tahsilat yöntemi olarak kullanılıp, kullanılamayacağı hususundaki görüşlerinizi alıp, tartışmak isterim.

İlgili karar:

" Kanuni yedek akçe, üçüncü kişilere bir teminattır! Yabancı şirketin Türkiye Şubesi de Türk Kanunlarına göre kanuni yedek akçe ayırmaya mecburdur. Transfer edeceği kar tutarından kanuni yedek akçenin düşülmesi gerekir."


Burada ilk cümle olan, "Kanuni yedek akçe, üçüncü kişilere bir teminattır" cümlesini tartışmamız gerekir.

Türkiye'de ne yazık ki Şirket yönetimleri kanuni Yedek akçeleri muhasebecilerinin isteği üzerine kayden ve genellikle mecburen ayırırlar ama o para nedense hiç gözükmez, nereye gittiği, ne olduğu sorulmaz.

Malvarlığı bulunmayan anonim şirketler için gerek TTK.nın ilgili Kanuni Yedek akçe hükümleri (Md.466 vd)gerekse çok önemli olduğunu düşündüğüm ve hemen hemen hepimizin ihmal edip atladığı, (şirket yöneticilerinin iflastan önceki 3 yıl içinde şirketten tahsil ettikleri kazançlar vs... leri hedefleyerek) 474. maddenin açık hükmü ile TTK.309, 336-340 . maddeler dairesinde tahsilata yönelmemize imkan verebilecek niteliktedir.

Yorumlarınızı rica ediyorum...