Mesajı Okuyun
Old 10-09-2009, 10:20   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ezo
Herkese İyi Çalışmalar,
Köy muhtarı olan müvekkilim hakkında yerel seçimlere birkaç gün kala, gerçeğe aykırı olarak, "Hayvan Kaçakçıları Sorgulanıyor" başlığı altında yer alan haberde gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen isimler arasında, olayla hiçbir ilgisi olmayan müvekkilimin de ismi " Y.... Köyü muhtarı R.G." de geçiyor. Söz konusu haber bir ajansın servis etmesi ile 26.03.2009 tarihinde bir ulusal gazetede ve 27.03.2009 tarihinde de yerel gazetelerde ve bunların internet sitelerinde yayınlanıyor.
Biz bir yerel gazete ile bir ulusal gazeteye tekzip metni yayınlanması hususunda ihtarname çektik. Ancak tekzip metni büyük ihtimalle yayınlanmadı ve ihtarnamemize de cevap verilmedi. Gazeteleri takip edemedik, ama ihtarnamenin tebliğin tarihinden sonraki internet sayfalarında sorguladık, tekzip metnine rastlamadık. Müvekkilimin bildirdiğine göre, ihtarnamenin tebliğinden çok önceki bir tarihte, sadece müvekkilimin olayla bir ilgisi bulunmadığına dair beyanatı var.
Şimdi tazminat davası açmaya hazırlanıyoruz. Ben eser sahibi, haber ajansı ve gazete imtiyaz sahiplerini davalı olarak göstermeyi düşünüyorum. Ancak benim aklıma takılan bazı hususlar var;
1) İlk olarak, tek bir dava açarak diğer davalılar ile birlikte hem yerel hem de ulusal gazeteyi aynı davada davalı olarak gösterebilir miyim, yani dava arkadaşlığı mümkün mü? Yoksa her bir gazetenin yetkili ve imtiyaz sahiplerini ayrı ayrı davalı gösterip, ayrı davalar mı açmalıyım?
2) Müvekkilimin olayla hiçbir ilgisi yok, ne gözaltına alınmış, ne de mahkemeye sevkedilmiş. Olay tarihinde evde otururken gazeteyi okuyan tanıdıklarının onu aramasıyla haberde isminin geçtiğini öğrenmiş. Bu haber yerel seçimlerden birkaç gün önce yapılıyor, müvekkilim seçimi tekrar kazanıyor, ama bu olay sebebiyle çok üzülüyor. Gazete yetkilileri kendilerinin hatası olmadığını, emniyetten onlara verilen bilgiler doğrultusunda bu haberi yaptıklarını söylemişler. Muhtemelen haberin görünürdeki gerçeğe uygun olduğu savunmasını yapacaklardır, ama soruşturmada müvekkilimin ismi hiçbir şekilde yer almıyor. Açacağımız manevi tazminat davasını kazanabilir miyiz?

3) Ne kadar tazminat talep etmeliyim?

Yardımcı olabilecek arkadaşlara şimdiden çok teşekkürler...

Sayın Ezo,

BİR... Yayınların her biri "haksız fiil" teşkil ettiğinden yayınların her birine karşı ayrı ayrı dava açmalısınız. Ulusal yayın yapan gazete ile yerel yayın yapan gazete arasında dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Ajansa karşı da ayrı bir dava açabilirsiniz. Orada genel hükümler uygulanır.

İKİ... Yayınlara karşı dava açarken Basın Kanunu'nun 13. maddesindeki sorumluluk rejimini inceleyin. Eser sahibi, yayın sahibi, varsa yayın sahibinin temsilcisi ve yönetim kurulu başkanına karşı dava açabilirsiniz. Bunların herhangi birini, birkaçını ya da hepsini davalı gösterebilirsiniz.

ÜÇ... Görünür gerçeğe uygunluktan kasıt "gazetecinin eldeki verilere göre hazırladığı haberin verilerle uygunluğu"dur. Buradaki "uyumluluğu ispat" yükü elbette ki gazeteciye aittir. Ancak böyle bir uygunluk olsa bile gazeticinin "denetim yükümlülüğü" bulunmaktadır. Bu yükümlülük geniş bir yükümlülük olmamakla birlikte savunmalarınızda gazetecinin denetim yükümlülüğünü ihlal ettiğini de söylebilirsiniz.

DÖRT... Benzer bir olay şöyle gelişmişti: Bir gazete sahibinin farklı sektördeki şirketlerinden birini ilgilendiren bir olayda "genel kurulun iptali" davası açılıyor. Gazete sahibinin davayla ilgisi yok. Başka bir gazete ise olayı şöyle yayınlıyor: "X'e dolandırıcılık davası". Haber metninin yanına bir de arşivden "X'in kelepçeli bir fotoğrafı" ekleniyor. Yargıtay bu haberi görünen gerçeğe uygun bulmuştu. Ancak o olaydaki nüans: şirketin, X'e ait olması. Sözün özü basın davalarında yargının olaya nasıl yaklaşacağı tam bir muamma. Ama davaların yüzde doksan oranında basın lehine bittiğini söyleyebilirim.

BEŞ... Tazminat oranları çok yüksek değil. Bana göre, böyle bir haber için "3.000- 5.000"TL arasında manevi tazminata hükmedilmesi mümkün.

Saygılar...