Mesajı Okuyun
Old 09-03-2010, 14:46   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/25124
K. 2007/35726
T. 28.11.2007

DAVA : Davacı, fazla mesai, döner sermaye alacağı ile ikramiye alacağının ödetilmesine, karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı lehine kurulan ikramiye alacağının dayanağı 4792 sayılı kanunun 17. maddesidir. Bu madde 3. fıkrasında " ... Kurumun memur statüsündeki kadrolu personeline ... ikramiye verilir." şeklinde düzenleme vardır. Oysa davacı talebi, Mahkeme kabulü ve Hukuk Genel Kurulu Kararına göre davacının işçi statüsünde çalıştığı kabul edilmektedir. Ayrıca davacı ile yapılan sözleşmelerde ikramiye ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ikramiye alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.

3-Davacı bir kısım işçilik alacakları için kısmi dava açmış, daha sonra alınan bilirkişi raporu üzerine ek dava ile fazlaya ilişkin saklı tuttuğu talepleri için ek dava açmıştır. Mahkemece ek dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilip, yargılama yapılmak suretiyle davalı tarafın savunması ve varsa zamanaşımı defi hususunda beyanı alınmadan tensiple birleştirme kararı verilmiştir. Bu uygulama usule aykırı olduğundan açılan kısmi dava dilekçesindeki miktarlar esas alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken ek davadaki miktarlara da karar verilmesi hatalıdır.

Kabule göre de, miktarı belirlenebilen alacaklarla ilgili kısmi dava açılıp daha sonra ek dava ile miktarın belirlenmesi durumunda dava açma hakkı kötüye kullandırıldığından TMK 2. maddesi uyarınca " hakkın kötüye kullanılamaması" kuralı göz önüne alındığında ek ve ek davalar için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 28.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kararın iler tutar yanı yok.

Alıntı:
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi

Sonra ise,

Alıntı:
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

Nasıl yani.

Bence şu bölüm nedeniyle Yargıtay, yerel mahkeme hakimine kızmış gibi:

Alıntı:
Mahkemece ek dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilip, yargılama yapılmak suretiyle davalı tarafın savunması ve varsa zamanaşımı defi hususunda beyanı alınmadan tensiple birleştirme kararı verilmiştir

Şu bölüm ise inanılmaz:

Alıntı:
miktarı belirlenebilen alacaklarla ilgili kısmi dava açılıp daha sonra ek dava ile miktarın belirlenmesi durumunda dava açma hakkı kötüye kullandırıldığından TMK 2. maddesi uyarınca " hakkın kötüye kullanılamaması"

Yargıtay yüzlerce kararını hiçe mi saymaktadır.