Mesajı Okuyun
Old 18-12-2005, 14:47   #14
Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
kanımca borçlunun makbuzu imzalaması zorunlu değildir. Borçlunun makbuzu imzalaması makbuzun makbuz olması için gereken bir koşul değildir çünkü. Makbuz sizin de belirttiğiniz gibi alacaklı tarafından düzenlenip borçluya VERİLEN bir belgedir. Bu belge ile alacaklı, borçlunun makbuzda belirtilen edimini yerine getirdiğini belirtmektedir. Borçlu gerektiğinde makbuzunun ortaya koyup, borcun ödediğini kanıtlıyacaktır. Tek taraflı bir rıza beyanı olan makbuza borçlunun imza atması gerekmez.


Sayın Gemici,

Yukarıda yer alan açıklamalarınız doğru ve zaten buna itirazı olan yok.kaldı ki açıklamalarımda buna değindim. Benim söylemek istediğim şu:


Zamanaşımını kesen bir çok durum vardır. Bunlar hem Borçlar kanununda açıkça sayılmıştır hem de 6183 sayılı yasada yer almıştır.

Kötü niyetli alacaklı (Bu her hangi bir vatandaş da olabilir kamu idaresinde çalışan işgüzar bir çalışan da) mevcut makbuz işleyişini istismar edebilir (ki ediyorlarmış!). Bunu önlemek için neler yapılabilir?

"Mesela: Makbuza borçlu da imza koyabilse nasıl olur? " diye soruyorum...

Zamanaşımı kesmek için işleyen yasal süre içind etakibe geçmek, alacağın takip ve tahsiline yönelik usulü işlemlerde bulunmak yeterlidir... Bunu yapmayan alacaklı, borçlunun zamanaşımı def'i karşısında artık imaknını yitirmektedir... Bu durumda; kendi üzerine düşen alacağı takip etmek yükümlülüğünü yerine getirmeyen alacaklının, zamanaşımından sonra borçlunun kanunen doğmuş hakkına hile ile el atması hukuken korunamaz...

O halde uyanık ve hukuk tanımaz bazı vatandaşlar da bu yolu denese ve varsayalım, zamanaşımına uğramış bir çek için ya da ne bileyim adi alacak için icra yoluna başvurmadan, bir bankaya gidip kendi hesabına para yatırıp ve dekonta da yatıran: Borçlu adı soyadı yazdırsa (Bu mümkündüri bankalar para yatırırken yatıranın adı soyadı vs bilgilerini sözlü beyanla yapıyorlar! ) bu durumda, yasal zaman aşımı hakkının ne anlamı kalacak?

Ben ispat probleminin kolay olduğunu düşünüyorum:

Bilindiği gibi ispatı aranan husus, doğa kanunları ile açıklana biliyorsa yahut somut olay eşyanın tabiatına aykırı ise, artık ispat aranmaz!


Mesela. Kar beyazdır. Bunun ispatı aranmaz!
Kömür siyah olur... İspatı aranmaz...

Bunun gibi...

Vergi dairesinin 10.000 YTL alacağı için zamanaşımı dolduktan sonra 1 YTL ödendi makbuzuna sığınmasını irdeleyelim:

Normal bir borçlu, borcunu ne için ödemek ister?

Borcundan kurtulmak (ve ya kendisine en azından fayda sağlamak) için... öder.

Somut olayda, zamanaşımına uğramış bir borç için borçlunun borcun 10.000 de birini ödemesi, normal olabilir mi?

Olamaz...

Pekiyi bu ödeme, alacaklıya bir fayda sağlar mı? Sağlar...

Borçluya bir fayda sağlar mı? Hayır! tam aksine kesinlikle zarar verir...

Kısaca: Borçlunun zamanaşımına uğramış borcu 10.000 YTL için mesela; 1YTL ödeme yapması eşyanın tabiatına aykırıdır ve kanımca ispatına bile gerek yoktur!

Ben bunu tartışmak istiyorum...

Yoksa sizin dediklerinizin hepsi doğru ve kesinlikle ben de katılıyorum.

Saygılarımla...