Mesajı Okuyun
Old 22-10-2007, 16:05   #30
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Eğer hesabın varlığından eminseniz dava açılmaması için hiçbir neden yok.Zaten açılacak dava tespit davası olacaktır bu nedenle karşı tarafı itham etmeyeceğiniz için maddi manevi tazmini gerektirecek bir neden göremiyorum.

Bunun haricinde bankadaki borçlu alacağının doğrudan haczedilebileceği, bunun için haciz ihbarnamesine gerek olmadığı, haciz işlemini yapmayan bankaya karşı doğrudan doğruya tazminat davası açılabileceğine dair kararı da ekliyorum.

Bu durumda, öncelikle delillerin tespiti yoluyla esas borçlunun bankada haciz yazısının gönderildiği tarihte mevduatının bulunup bulunmadığının tespiti, tespitin olumlu olması halinde doğrudan bankaya dava açılableceğini düşünüyorum.
Alıntı:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/4514
K. 2003/11390
T. 2.12.2003
• ÜÇÜNCÜ KİŞİYE GÖNDERİLEN HACİZ İHBARNAMESİNİN YASAL ŞARTLARI TAŞIMAMASI ( Haczin Geçerli Olması ve Bankada Mevduat Hesabı Bulunan Borçluya Bankaca Ödeme Yapılamayacağı )
• HACİZ İHBARNAMESİNİN YASAL ŞARTLARI TAŞIMAMASI ( Üçüncü Kişi Niteliğindeki Bankanın Mevduat Hesabındaki Parayı İcra Dairesine Yatırmak Zorunda Olması - Mevduat Sahibine Ödeme Yapan Bankanın Sorumlu Olacağı )
• BANKAYA GÖNDERİLEN BİRİNCİ HACİZ İHBARNAMESİNİN YASAL ŞARTLARI TAŞIMAMASI ( Mevduat Hesabında Borçluya Ait Para Varsa Haczin Geçerli Sayılacağı - Bankanın Mevduat Hesabındaki Borçluya Ait Parayı Mevduat Sahibine Ödemesi Nedeniyle Sorumlu Olacağı )
• BİRİNCİ HACİZ İHBARNAMESİNİN YASAL ŞARTLARI TAŞIMAMASI ( Üçüncü Kişi Niteliğindeki Bankanın Mevduat Hesabındaki Parayı İcra Dairesine Yatırmak Zorunda Olması - Mevduat Sahibine Ödeme Yapan Bankanın Sorumlu Olacağı )
2004/m.89
ÖZET : Davacı vekili, Doğrudan Gelir Desteği adı altında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından müvekkilinin alacaklısı olduğu şahısların davalı bankada açılan hesaplarına intikal ettirilen paraların icra müdürlüğünün haciz emirlerine rağmen haczedilmediğini, davalı banka ilgililerinin keyfi davranışları sonucu müvekkilinin zarar gördüğünü ileri sürerek, şimdilik 7.708.000.000 TL.nin 20.01.2002 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Borçlunun bankada mevduatı var ise, bankaya gönderilen haciz yazısı İİK.nun 89. maddesinde yazılı birinci haciz ihbarnamesindeki şartları ihtiva etmese bile geçerli ve yeterli olup, borçlunun mevduatı haczedilmiş sayılır. Haciz yazısını alan banka, artık borçluya ödeme yapamaz. Sadece icra dairesine ödemede bulunabilir. Haciz müzekkeresini alan bankanın, takip borçlusuna ait mevduatı icra dairesi yerine, mevduat sahibine ya da başka birisine ödemesi hali, takip alacaklısına karşı sorumluluğunu gerektirmektedir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Çeltik Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 01.10.2002 tarih ve 2002/69-150 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 18.11.2003 günde davacı avukatı ile davalı avukatı gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, Doğrudan Gelir Desteği adı altında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından müvekkilinin alacaklısı olduğu şahısların davalı bankada açılan hesaplarına intikal ettirilen paraların icra müdürlüğünün haciz emirlerine rağmen haczedilmediğini, davalı banka ilgililerinin keyfi davranışları sonucu müvekkilinin zarar gördüğünü ileri sürerek, şimdilik 7.708.000.000 TL.nin 20.01.2002 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının alacaklı olduğu kişilerden ve çiftçilerin yatırmış olduğu pancar alacaklarından alacağını alma imkanı olup, müvekkili aleyhine dava açılamayacağını, İİK.nuna göre müvekkiline haciz ibranamesi gönderilmediğini, davacının, gönderilen haciz müzekkeresi ile doğrudan doğruya haciz uygulanmasını talep ettiğini, haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden 3.kişiye karşı haciz işleminin uygulanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İİK.nun 89. maddesine göre 1.haciz ihbarnamesi gönderilen 3 ncü kişi 7 gün içinde itiraz etmezse istenen borcun 3. kişinin zimmetinde sayılacağı, 3 ncü kişinin kendisine gönderilen 2.haciz ihbarnamesi üzerine 7 gün içinde menfi tespit davası açmaması halinde borcun zimmetinde sayılan borcun 3ncü kişiden zorla alınması için icra dairesine başvurması gerektiği, alacaklının 3 ncü kişiye karşı mahkemede dava açamayacağı, alacaklının böyle bir dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu kişilerin davalı banka nezdindeki mevduatına konulan haczin gereğinin davalı banka tarafından yapılmadığını iddia etmektedir. Davacı bankanın, alacaklı olduğu şahıslar aleyhinde icra takibi başlattığı, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, takip borçlularının davalı banka nezdindeki alacaklarına, davacı alacaklının talebi üzerine icra dairesinde haciz konulduğu, durumun bir müzekkere ile davalı bankaya bildirildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Borçlunun bankada mevduatı var ise, bankaya gönderilen haciz yazısı İİK.nun 89. maddesinde yazılı birinci haciz ihbarnamesindeki şartları ihtiva etmese bile geçerli ve yeterli olup, borçlunun mevduatı haczedilmiş sayılır. Haciz yazısını alan banka, artık borçluya ödeme yapamaz. Sadece icra dairesine ödemede bulunabilir. Haciz müzekkeresini alan bankanın, takip borçlusuna ait mevduatı icra dairesi yerine, mevduat sahibine ya da başka birisine ödemesi hali, takip alacaklısına karşı sorumluluğunu gerektirmektedir. Doktrinde de aynı görüş benimsenmiş bulunmaktadır ( Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, Bankalardaki Mevduatın ve Diğer Alacakların Haczi, Türkiye Bankalar Birliği yayını, Mayıs-2002 Bası, s.24-25 ). O halde, mahkemece, banka nezdindeki takip borçlularına ait haczedilen mevduatı icra dairesi yerine, takip borçlusu ya da 3 ncü kişiye ödeyen davalı bankanın davacıya karşı sorumlu olacağı düşünülerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 275.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 21 nci maddesi gereğince KDV'si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx