Mesajı Okuyun
Old 27-10-2010, 14:22   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/2817
Karar: 2004/2846
Karar Tarihi: 29.03.2004

NAFAKA DAVASI - YOKSULLUK NAFAKASININ ARTIRILMASI İSTEMİ - ARTTIRMA İSTEMİNDEN ÖNCE YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDİLMESİ ZORUNLULUĞU

ÖZET: Somut olayda davacı, boşanma dosyasında tayin edilen yoksulluk nafakasının artırılmasını istemiş olsa da, boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olduğuna göre, davadaki istem; artırım davası olmayıp, boşanma davası sonrasında boşanmaya dayalı yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir.

(4721 S. K. m. 175) (743 S. K. m. 144)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.

Her ne kadar, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş ise de, davanın mahiyeti gereği duruşma yapılamayacağından duruşma isteminin reddine karar verilerek, temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dilekçisi ile tarafların boşandıklarını, boşanma kararı ile müvekkili lehine 150.000 TL yoksulluk ve küçük Özlem için ise 100.000 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak, zaman içerisinde söz konusu nafaka miktarlarının ekonomik değerini yitirdiğini ileri sürerek yoksulluk nafakasının 200.000.000 TL'ye, iştirak nafakasının da 150.000.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, <boşanma dosyasının incelenmesinde; davacının yoksulluk nafakası talep etmediği, takdir edilen nafakanın tedbir nafakası olduğu, yoksulluk nafakasına hükmedilmediği için artırma talebinin olamayacağı, davacı Özlem'in ise reşit olduğu anlaşıldığından davanın reddi gerekmiştir> gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında görülen Bilecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/120 E-1998/195 K.sayılı boşanma dosyasının incelenmesinde; davacı N. Mert'in aylık 150.000 TL iştirak ve 150.000 TL tedbir nafakası talebinde bulunduğu; mahkemece de, davacı için 150.000 TL, müşterek çocuk için ise 100.000 TL nafakaya karar verildiği, kararın 23.11.1989 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı bu davada ise, halen 150.000 TL olan yoksulluk nafakasının 200.000.000 TL'ye, 100.000 TL olan iştirak nafakasının ise 150.000.000 TL'ye yükseltilmesini istemektedir.

Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Küçük Özlem 1.12.1982 doğumlu olup, dava tarihinde (20.9.2000) henüz reşit olmamıştır. Davacı annenin velayeten dava açması yasal olup, yargılama sırasında küçüğün reşit olması davanın reddini gerektiren bir husus değildir. Mahkemece, küçüğün reşit olduğu tarihe kadar geçen süre için nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

Öte yandan, olayları açıklamak taraflara, tatbiki gereken kanun maddesini tespit ise hakime aittir. Davacı, dava dilekçesinde; boşanma dosyasında tayin edilen nafakanın (yoksulluk) artırılmasını istemiş olsa da, boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olduğuna göre, davadaki istem; artırım davası olmayıp, boşanma davası sonrasında boşanmaya dayalı yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir. Yasal dayanağı da (MK. nun 144. maddesi) 4721 sayılı Kanunun 175. maddesidir. Mahkemece, şartları araştırılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi de doğru değildir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları