Mesajı Okuyun
Old 19-08-2023, 01:31   #8
uye54331

 
Varsayılan

Konuyla ilgili şöyle bir yargıtay kararına ulaştım

Yargıtay 22 hd 2017/27280 E. 2020/3047 K.
Alıntı:
Mahkemece, davacının ilk rapora itiraz etmemesi nedeniyle ek bilirkişi raporunda fazla mesai alacağı ilk rapordan daha fazla tespit edilmiş ise de asıl raporda tespit edilen fazla mesai alacağına davacı tarafın itirazının bulunmadığı, davalı yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gerekçesiyle ilk raporun esas alınarak hüküm tesis edilmiştir. Ancak söz konusu bilirkişi raporları 6100 sayılı Kanun’un 266. maddesinde kapsamında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir halde alınmış rapor olmadığından, itirazların taraflar yönünden kazanılmış hak oluşturacağının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Bu kararında hesap raporunu Hmk 266 bağlamında teknik bir rapor olarak saymamış ve rapora itiraz edilmemesinin karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağını belirtmiş.

EK:
a) Daha önceki mesajlarımızla bağlantısını kurmak gerekirse, devam eden işe iade dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu hesap raporu olarak kabul edilecek olursa, bu rapora itiraz etmemiş olmanız, bu yeni paylaştığım karara göre karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
b)Ancak, sorunuzun esasını işe iade davasında boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatının nasıl hesaplanacağı konusu oluşturduğundan, işe iade davasında hesaplanacak boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatları İş Kanunu 21. maddedeki 2018'deki eklenen düzenleme gereği davanın açıldığı tarihteki ücret üzerinden hesaplanacaktır. (Emredici Hüküm)
c) İşe iade davasının kazanılıp buna rağmen işverence işe başlatmama durumu gerçekleşirse işe başlatmama tazminatına esas alınacak ücret işe başlatmama tarihindeki emsal ücret mi olacaktır sorusuna ise halen net bir yanıtım yok. Zira, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti yönünden mahkemece yapılan belirleme, taraflar açısından kesin hüküm oluşturur denilerek ve 2018 yılındaki ek düzenlemeye işaret edilerek bu alacakların işe iade davasında belirlenenden daha fazla hesap edilemeyeceği yönünde bir yorum yapılabilir. Fark işe başlatmama taleplerimizi içeren davalardaki gidişata göre bilgilendirme yaparım.
Şahsi görüşüm, emin olmasam da müvekkil lehine sonuç çıkarılabileceği ihtimali olan durumlarda, müvekkilin de açık yazılı onayını alarak -imkan da varsa- düşük bir bedel üzerinden belirsiz alacak davasını açmak, gerekirse bedel artırım talebinde bulunmayarak davanın seyrini takip etmektir. Zira, AAÜT m. 13/2 uyarınca hükmedilen ücret reddedilen miktarı geçemez. Hiç talepte bulunmamaktansa, düşük bir bedeli riske etmek mantıklı geliyor.