Sayın meslektaşlar;

Sulh Hukuk Mahkemesinde kamulaştırmasız el atmadan doğan bedelin iadesi talepli dava açtım.
Dava değerini keşif yapıldıktan sonra ıslah ederim düşüncesiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL gösterdim.
1990 yılında müvekkilin murisinin taşınmazı kamulaştırılıyor. Kamulaştırma evrakları ilananen tebliğ ediliyor. açılan tescil davasında da tüm araştırmalara rağmen adres bulunamadığından bahsediyor ve karar da ilanen tebliğ edilerek kesinleştiriliyor. Taşınmazın hak sahibinin o yıllarda hayatta olmamasının yanı sıra 1990 yılındaki tescil dosyasını incelediğimde ilanen tebligat yapmadan önce bir çok kurumdan adres araştırılması yapıldığını ancak tapudan adres bildirilmesine rağmen bu adrese tebligat çıkarılmadığını ve tüm araştırmalara rağmen bulunamadığı gerekçesine dayanıldığını gördüm. Bu ksinlikle davanın kabulü için yeterli bir durum bence kamulaştırma ilgililere tebliğle başlar ve usulsüz bir tebligat var ortada. Bu konuda açıklayıcı bir dilekçe de verdim, ekinde adres bildirilen yazı cevabını koydum, dikkat çektim; ancak davamız 3. celsede keşif bile yapılmaksızın reddoldu.
değer 1.000,00-TL olduğu için de kesin hüküm.
Ben yine de temyiz etsem, bu temyiz isteğim reddolsa, bu kararı da temyiz etsem, Yargıtay esasa girer mi acaba, sadece usulen bakar ve kesin hüküm temyiz edilemez diyip geri mi çevirir. Başına böyle bir olay gelmiş ya da örnek kararları olan meslektaşlarımdan yardımlarını çok rica ediyorum. Teşekkkür ederim.