Mesajı Okuyun
Old 17-04-2013, 12:48   #22
haksun

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/7979
Karar: 2012/9930
Karar Tarihi: 11.04.2012

TÜKETİCİNİN HAKEM KURULU KARARINA İTİRAZI DAVASI - BANKALARIN KAR AMACIYLA KURULAN MÜESSESELER OLDUĞU VE HİZMETLERİNİN KARŞILIĞINI İSTEYEBİLECEKLERİ - DAVALI İLE DAVACI BANKA ARASINDAKİ SÖZLEŞMENİN İLTİHAKİ BİR SÖZLEŞME OLMADIĞI - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Dava, tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasına ilişkindir. Bankalar kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davalı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durumda davalı ile davacı banka arasındaki sözleşmenin iltihaki bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi Kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.


(4077 S. K. m. 22, 23)

Dava: Taraflar arasındaki tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı davalı kredi kartı hamilinin kartı kullanmak üzere bankadan talepte bulunması üzerine bankanın kart hamilini kendi kart sistemi üyeliğine kabul etmesiyle uzun süreli devam eden bir kredi ilişkisinin başladığını, kredi kartı üyelik aidatının kartın talebi ile başlayıp kullanım süresi boyunca devam eden banka tarafından karşılanan operasyonel faaliyetler ve çeşitli hizmetlerin bedeli olarak kart hamiline yansıtılan üyelik bedeli olduğunu, bankanın tüm kart hamili müşterilerine uyguladığı gibi davalı kart hamiline de bu üyelik bedelini uygulaması üzerine davalının Diyarbakır Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurarak bu bedelin haksızlığının tespitini istemediğini, söz konusu Heyetin de talebi haklı bularak bankanın bu bedeli talep edemeyeceğine dair bağlayıcı ve icrai nitelikte bir karar verdiğini belirterek bu kararın yerinde olmadığına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

Mahkemece, davalı tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kar kullanım ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böylece sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün haksız şart olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Kural olarak herkes dilediği sözleşmeye yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. Bunun istisnası iltihaki Sözleşmeler” olarak adlandırılan kamu hizmeti görmekte olan (Elektrik, Su işletmeleri gibi) kamu idare ve müesseseleri ile bunlardan hizmet alan şahıslar arasında kurulan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmelerde kamu idare ve müesseseleri kar amacından ziyade kamu hizmeti görmekle yükümlü olduklarından talep eden her şahısla sözleşme yapma zorunlulukları vardır.

Bankalar bunun aksine kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davalı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durumda davalı ile davacı banka arasındaki sözleşmenin iltihaki bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi Kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 11.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.