Mesajı Okuyun
Old 03-06-2013, 16:14   #41
Mustafa Öztok

 
Varsayılan

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR


Başvuru Numarası: 2013/1557

Karar Tarihi: 16/4/2013

İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Osman Alifeyyaz PAKSÜT Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Muammer TOPAL Raportör : Murat AZAKLI Başvurucular : 1. Neriman KONGUR
2. Emine HÜRFİKİR
3. Recep HÜRFİKİR 4. Zehra TOPAL 5. Şengül ŞAHİN 6. Ayşe HÜRFİKİR Vekilleri : Av. Serap DEMİR

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucular, İSKİ Genel Müdürlüğünce taşınmazlarına kamulaştırmasız el konulmasına ve tapu kaydının iptal edilmesine rağmen, taşınmazın değerinin ödenmediğini belirterek mülkiyet hakları ile hak arama hürriyetlerinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 26/2/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 12/4/2013 tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 5/1/1961 tarih ve 221 sayılı Amme Hükmi Şahısları veya Müesseseleri Tarafından Fiilen Amme Hizmetlerine Tahsis Edilmiş Gayrimenkuller Hakkında Kanun’a göre hasımsız olarak Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda anılan Mahkemenin 16/10/1974 tarih ve E.1973/653, K.1974/214 sayılı kararıyla başvurucuların murisi Ali Hürfikir adına 43 ada 4 parsel numarası ile tapuya kayıtlı taşınmazın ifraz edilerek 43 ada 23 parsel sayılı taşınmazın su isale hattı niteliğiyle İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü adına, 43 ada 24 parsel sayılı taşınmazın başvurucuların murisi adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
6. Başvurucuların murisi Ali Hürfikir 9/3/1995 tarihinde vefat etmiştir.
7. Başvurucular tarafından 20/5/1998 tarihinde İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, davalı adına tapuya kayıtlı 43 ada 23 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına yalnızca irtifak hakkı tesisi talep edilmiş, Mahkemece 17/10/2000 tarih ve E.1998/379, K.2000/902 sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir.
8. Hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17/4/2001 tarih ve E.2001/3718, K.2001/6869 sayılı kararıyla onanmıştır.
9. Başvurucular tarafından İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılmış, Mahkemece 16/2/2010 tarih ve E.2009/512, K.2010/42 sayılı kararla 221 sayılı Kanun'a göre taşınmazın tapu kaydının iptal edildiği ve 221 sayılı Kanun’da öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
10. Hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15/5/2012 tarih ve E.2012/4531, K.2012/9858 sayılı kararıyla onanmıştır.
11. Başvurucuların karar düzeltme istemi, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721, K.2012/23812 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
12. Karar düzeltme isteminin sonucu, 7/1/2013 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
13. 221 sayılı Kanun'un 1. maddesi şöyledir:
“6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kamulaştırma işlerine
dayanmaksızın, kamulaştırma kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen
tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesi
adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır.”

14. 221 sayılı Kanun'un 4. maddesi şöyledir:
“Gayrimenkulün bedelini dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer.”
15. 221 sayılı Kanun'un 7. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Birinci madde uyarınca kamulaştırılmış sayılan gayrimenkuller esasen
tapuda kayıtlı ise, ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesinin talebi üzerine
Asliye Hukuk Hakimliğinin kararıyla kayıt sicilden düşülür veya ilgili idare
adına tescil yapılır….”

16. 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 442/A maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Yargıtayın onama veya onamaya karşı başvurulan karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararlarının sonucu da, mahkeme başkatibince on beş gün içinde kendiliğinden taraflara bildirilir.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 16/4/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 26/2/2013 tarih ve 2013/1557 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, İstanbul ili Üsküdar ilçesinde bulunan taşınmazlarının İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğünce hasımsız olarak açılan dava sonucunda, taşınmazın değeri ödenmeksizin, tapu kaydının iptal edilerek İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil edildiğini, İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından açılan davada taraflarına herhangi bir bildirim yapılmadığını ve hasımsız olarak açılan dava sonucunda tapu kaydının iptal edildiğini, kendilerinin taşınmazın değerinin ödenmesi amacıyla açtıkları tazminat davasının da hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedildiğini belirterek Anayasa'nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkı ile 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüşler, yeniden yargılama yapılmasını talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
21. Bireysel başvurunun ön şartlarından birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür.
22. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075, § 18-19, 12/2/2013).
23. Başvuru konusu olayda, başvurucuların ihlale neden olduğunu iddia ettikleri Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/2/2010 tarih ve E.2009/512, K.2010/42 sayılı kararı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15/5/2012 tarih ve E.2012/4531, K.2012/9858 sayılı kararıyla onanmış, başvurucuların karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721, K.2012/23812 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
24. Karar düzeltme isteminin reddi kararından sonra Mahkemece, başvurucular vekiline gönderilen tebligata “Mahkememiz dosyası Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721-23812 sayılı ilamıyla karar düzeltme talebinin reddine gelmiştir. Tebliğ olunur” şeklinde ihtar yazılmış, karar düzeltme isteminin reddine dair karar ise gönderilmemiştir. Bu tebligat, 7/1/2013 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucular, karar düzeltme isteminin reddine dair kararın tebliğ edilmediğini, yalnızca dosyanın Yargıtaydan döndüğü bildiriminin yapıldığını, bu tür bir tebligatın yasal olmayıp yazılı yargılamada gerekçeli kararın tebliği esas olduğundan, karar düzeltme isteminin reddine dair kararın tebliğ tarihinin, hükmü Mahkemeden aldıkları tarih olan 18/2/2013 tarihi olduğunu, bu tarihten itibaren otuz günlük süre içerisinde bireysel başvuruda bulunulduğunu ileri sürmüşlerdir.
25. Başvurucular vekili, 7/1/2013 tarihinde, karar düzeltme isteminin reddine dair kararın esas ve karar numaralarını içeren tebliğ mazbatasını tebellüğ etmiştir. Başvurucular vekiline karar düzeltme isteminin reddine dair kararın aslı veya sureti tebliğ edilmemişse de 7/1/2013 tarihinde, karar düzeltme isteminin reddine dair kararı ve dolayısıyla ihlale neden olduğu iddia edilen Mahkeme hükmüne ilişkin başvuru yollarının tüketildiğini öğrenmiştir. Otuz günlük başvuru süresi de başvurucuların veya vekillerinin karara erişme olanağına sahip oldukları tarihten itibaren başlamaktadır. Öte yandan 1086 sayılı Kanun’un yukarıda anılan hükmüne göre, karar düzeltme isteminin sonucunun taraflara bildirilmesi yeterli olup, ayrıca karar düzeltme isteminin reddine dair kararın tebliği de gerekmemektedir.
26. Başvurucular vekiline karar düzeltme isteminin reddi, 7/1/2013 tarihinde bildirildiği hâlde, başvurucular otuz günlük süre geçtikten sonra 26/2/2013 tarihinde başvuruda bulunmuşlardır.
27. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “süre aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına, 16/4/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan
Alparslan ALTAN
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Engin YILDIRIM