Mesajı Okuyun
Old 22-06-2017, 13:58   #23
Hukukçu93

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım,
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işcinin iş güvencesinden yararlanamaması,ihbar tazminatı hakkının olmayışı ve kıdem tazminatı hakkının tartışmalı olması,sözü edilen sözleşmenin istisna olması sonucunu ortaya koymuştur.Bu yüzden yasakoyucu belirli süreli iş sözleşmesi yapabilme koşullarını sınırlı biçimde saymıştır.Bu gibi nedenlerle yargıtay 7 ve 9 hukuk dairelerinin yeni uygulmalarında 5580 sayılı özel eğitim kurumları kapsamında çalışan öğretmen ve idarecilerle yapılan sözleşmleri asgari süreli sayan kararları vardır.
asgari süreli sözleşmeler tarafların bildirimli fesih haklarının asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir.örnek teşkil etmesi amacıyla asağıda yargıtay kararı paylaşmaktayım.saygılarımla.


Özel eğitim kurumunda matematik öğretmeni olarak çalışan davacının iş sözleşmesi asgari süreli olduğundan, iş güvencesi hükümlerinden yararlanması gerekir.
Mahkemece, davalı işyerinin 5580 Sayılı Yasa hükümlerine tabi özel öğretim kurumu olup davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edilmiş olması, devamında iş sözleşmesinin yenilenmemesi nedeniyle iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin gerekçesi yönünde Yargıtay uygulaması olmakla birlikte, eğitim ve öğretimin süreklilik arz etmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesinin gerek ilk kurulmasında ve gerekse yenilenmesinde esaslı unsur aranması karşısında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre çalışan yöneticiler ile öğretmenlerin, kısaca eğitim personelinin sözleşmelerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira bir eğitim personeli bu kapsamda eğitim faaliyeti devam ettiği sürece çalıştırılmakta ve emekli olsa da iş sözleşmesi devam etmektedir. Bu çalışma 10 yılı aşan bir süreyi de kapsamaktadır. Yasadan kaynaklanan belirli süreli olma özelliği eğitim personelinin iş güvencesi hükümlerinden yararlandırılmaması eleştiri konusu yapılmaktadır.
Gerçekten eğitim personeli ile ilgili yazılı sözleşme yapılması hükmü değerlendirildiğinde bu sözleşmenin belirli süreli olmaktan çok asgari süreli belirsiz iş sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerekir. Zira kanunun 9. maddesine göre “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile özel öğretim kurumunu temsil eden kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikteki esaslara göre yazılı olarak yapılmalıdır”. Buradaki en az bir takvim yılı ibaresinden açıkça bir asgari süre öngörüldüğü açıktır. Eğitim ve öğretim devam eden bir faaliyet olduğuna göre asgari süre iki yılda, üç yılda olabilir. O halde eğitim personeli ile yapılan sözleşmenin yasadan kaynaklanan asgari süreli iş sözleşmesi olduğunun kabulü gerekir.
Asgari süreli sözleşmeler, tarafların bildirimli fesih haklarını asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir. Tarafların öngördükleri asgari sürenin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, sözleşme belirsiz süreli olarak devam etmektedir. Bu özelliği nedeniyle asgari süreli sözleşmeler belirli süreli olarak kabul edilmemektedir. Belirsiz süreli olarak kabul edilmelerinin nedeni tarafların sözleşmenin sona erme zamanını belirlememiş olmalarıdır. Belirsiz süreli kabul edildikleri için asgari süreli sözleşmenin işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçi şartları varsa iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir(Mollamahmutoğlu, H; İş Hukuku, 3.Bası, Ankara, 2008, s.318).
Bu durumda, Dairemizin halihazırdaki kabulüne göre özel eğitim kurumunda matematik öğretmeni olarak çalışan davacının iş sözleşmesi asgari süreli olduğundan iş güvencesi hükümlerinden yararlanması gerekmekle mahkemece verilen karar yerinde değildir.
(Yargıtay 7.HD. 30.09.2015 gün, 2015/14682 E, 2015/17365 K.)