Mesajı Okuyun
Old 30-08-2005, 23:27   #59
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadın Kimsenin Namusu Değildir
Yeni yasama yılıyla birlikte "Töre ve Namus Cinayetleri" kavramının daha sık gündeme geleceğini söyleyen Gülbahar, Erbatur ve Çevik, namus cinayetlerinin Batıcı, töre cinayetinin ise Doğu ve Güneydoğu'ya ilişkin bir söylem olarak çıktığı kanısındalar.



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
30/08/2005 Ayşe DURUKAN aysedurukan@yahoo.com
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Kendisini TBMM Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu'nun gönüllü üyesi ilan eden CHP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik, töre cinayetlerinin adının namus cinayetleri olarak değiştirilmesi kanısında.

Yeni Türk Ceza Kanunu'nda ağır hükümler getirilmesine karşın bir türlü önüne geçilemeyen 'Töre Cinayetleri'nin adının 'namus cinayeti' olarak değiştirilmesini önermesine gerekçesi olarak Melik, "töreler adam öldürmeyi emretmiyor" diyor.

Melik'in, Yeni Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'nitelikli adam öldürme' suçu sayılarak indirimden yararlanması önlenen 'töre cinayeti'ne ilişkin kadın kuruluşlarının söylemiyse 'namus cinayetleri' olarak gelişiyor.

Avukat Hülya Gülbahar, yeni TCK.da düzenlenen maddenin metninde "töre"; gerekçesindeyse "töre ya da namus cinayetleri" olarak.ifadesini bulmasına itiraz ediyor.

Gülbahar, "Yani, bu durum gösteriyor ki, yasa açısından artık her ikisi de bir sayılıyor. Kadınların çok dikkatli olması gerekiyor. Hukuk açısından töre değil, namus cinayeti tanımı net bir ifade" diyor.

Gülbahar, kadın örgütlerinin uygulamaları denetleyip yönlendirmesi gerektiğini söylüyor.

"Gerekçedeki haliyle yani "namus cinayetleri" haliyle uygulatmamız gerek. Bu mümkün. Bir de insanların, medyanın dilinden "töre cinayeti" lafını tamamen çıkartmamız gerek."

Melik'in girişiminin iyi niyetli olduğunu belirten Gülbahar, "yine de bu söylem, yasanın yorumu konusunda kadınların işini zorlaştıracak" diyor.

TBMM Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu'nun yeni yasama yılıyla birlikte ekimde çalışmaya başlayacağını söyleyen Gülbahar, hazırlıklı olunmasını öneriyor.

"Töre kelimesini unutmak istiyoruz. Töre dediğinizde namus cinayetlerinin üzerini örtmüş oluyorsunuz. Töre geri kalmışlığın, Kürtlerin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun sorunudur, şeklinde bir söylem geliştiriliyor" diyor.

"Töre, aile meclislerinin toplanıp erkek çocuklarına ve de yetişkin erkek çocuklarına yükledikleri suçun sorunudur, deniliyor. Batıdaki kadın cinayetleriyse 'namus' cinayetleri olarak adlandırılıyor" diyor

Gülbahar, adı ne olursa olsun, kadına yönelik cinayetlerin ve şiddetin kategorize edilmesine karşı olduğunu söylerken, TBMM Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu üyesi CHP milletvekili Gaye Erbatur, namus ve töre cinayetlerinin bu toplumun gerçeği olduğunun altını çiziyor.

Erbatur, namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerin 'kadın benim namusumdur' anlayışından kaynaklanan 'onur suçları' arasına girdiğini belirtiyor:

"BM ve uluslararası anlaşmalar kız ve kız çocuklarına ilişkin işlenen bu tür suçları namus cinayetleri olarak benimsiyor."

Erbatur, araştırma komisyonun adının töre ve namus cinayetleri olmasının nedenini, ikisinin de kadına yönelik şiddetin adı olduğu için, bir zorunluluk olduğunu söyledi.

"Töre de namus cinayetleri de kadına yönelik şiddettir. Kadına yönelik alışkanlıklardır. Kendisini kadının sahibi sananlar, kadına şiddet uygulamaktadır. Komisyonun görevi kadını birey olarak tüm kadın insan haklarından yararlanmasını sağlamaktır."

CHP milletvekili Gaye Erbatur, yeni yasama yılıyla birlikte komisyonun önceliklerinin arasında konunun uzmanlarını dinlemek, olduğunu söyledi.

"Bilimsel olarak bunu açıklığa kavuşturmak gerek. Bu konuda yanlış yaklaşımlar var. Neredelerde, hangi yörede ne tür cinayetler işleniyorsa bunlar araştırılmalı ve önüne geçilmeli. Kadınlar daha özgürce iyi bir yaşamı hakkediyorlar."

Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı'ndan Liz Amado Çevik ise, töre ve namus cinayetleri kavramlarının TCK reform kampanyası sırasında çok tartışıldığını söyledi.

"Töre cinayeti yoktur, gibisinden bir çıkarımımız yok. Hepimizin çok iyi bildiği gibi namus tanımından yaratılmış bir şey. Kadının bedeni üzerinde eşin abinin ve toplumun, kadını mal gibi gören bir anlayışın ürünü bu tanım."

Çevik, ayrımın töre denildiğinde çıktığı düşüncesinde. "Töre cinayetleri denilince hepsi içine girmiyor. Zararlı törelere karşı harekete geçmek sorun değil. Sorun namusa kilitlenilince çıkıyor. Bekarete bakışla paralel bir düşüncedir" diyor.

Namus cinayetinin töre kavramının içinde irdelenmesi gerektiği kanısında Çevik. Adı ne olursa olsun, ister töre, ister namus, ister ahlak, kadının kimsenin namusu olmadığının altını çiziyor.

"Uluslararası tüm belgelerde, yasalarda kabul edilmiş bir suçtur namus cinayeti. Biz bu suçun başkalaştırılıp meşrulaştırılmasının doğru olmadığını savunuyoruz. Önemli olan bu adamların cinayetlere nasıl baktıkları. Töre cinayetiyle namus cinayetlerine aynı tepkiyi vermiyorlar." (AD)
.....
.....