Mesajı Okuyun
Old 06-04-2005, 21:54   #52
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

BM Kadına Karşı Şiddet Özel Raportörü Prof. Yakın Ertürk’ün BM İnsan Hakları Komisyonu 61. Oturumuna Raporu

...............

Türkiye


İddia Mektubu

445. Özel Raportör, 28 Nisan 2004 tarihinde Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü’yle ortaklaşa yolladığı mektupta Hükümeti, yerel yetkililerin 22 yaşındaki namus cinayeti kurbanı Güldünya Tören’in ölümünü engellemek için gereken özeni göstermediklerine dair iddiaların kendisine ulasştığı konusunda bilgilendirmiştir. Edinilen bilgiye göre Tören’e, Bitlis’teki köyünde amcasının oğlu tarafından tecavüz edilmiş ve bunun sonucunda hamile kalmıştır. Söylendiğine göre Tören’i kuma olarak almayı reddeden fail köyden ayrılmıştır. İddiaya göre evlilik dışı hamile kalan Tören, aşiret töresine uygun olarak ölüme mahkum edilmiştir. Raporlar Bitlis’te polis koruması talep ettiğini, ancak söylendiğine göre ailesinin yanına geri gönderildiğini göstermektedir. İddiaya göre ailesi ölümünü çocuğun doğumuna kadar ertelemeye karar vermiş; yine iddiaya göre Tören köyünü terk ederek çocuğu doğana kadar İstanbul’da amcasının yanında kalmaya zorlanmıştır. Söylendiğine göre bebek, doğduktan sonra, Tören’in erkek kardeşleri tarafından başka bir aileye verilmiş ve Tören bir odaya kilitlenerek kendisini asması için bir kablo verilmiştir. Raporlara göre kaçmayı başarmış ve iddiaya göre korunma talebiyle Şehremini Karakolu’na sığınmıştır. Ancak, söylendiğine göre polis iddialarla ilgil görüşmek üzere erkek kardeşiyle amcasını karakola çağırmış ve genç kadını öldürmeyecekleri taahhüdüne istinaden Tören, amcasının nezaretinde serbest bırakılmıştır.

446. Tören’in 25 Şubat 2004 tarihinde İstanbul’da erkek kardeşleri tarafından sokak ortasında vurulduğu ve Bakırköy’deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldüğü bildirilmiştir. Söylendiğine göre hastanede erkek kardeşlerini suçlamıştır. Tören, erkek karedeşinin cinayet teşebbüsü sonrasında hastanede tedavi görürken, yetkililerin Tören’i korumak için gerekli önlemleri almadığı iddia edilmektedir. Kardeşlerinden birinin daha sonra hastanede kaldığı odaya girerek Tören’i ikinci kez vurduğu bildirilmiştir. Bunun üzerine Tören komaya girmiş ve iddiaya göre doktorların ailesinin onayıyla yaşam desteğini kesmeleri üzerine yaşama veda etmiştir. 27 Şubat 2004 tarihinde de Güldünya Tören’in öldüğü açıklanmıştır.

447. Söylendiğine göre İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur (2 Mart 2004 tarihli Dosya No. 2004/10268). Cumhuriyet Başsavcılığı dava açmıştır ve olayla ilgili soruşturma devam etmektedir. Yine söylendiğine göre Güldünya Tören’in erkek kardeşleri için de tutuklama emri çıkartılmıştır. Ancak edinilen bilgiye göre, Devletin bu cinayeti önlemedeki yetersizliğiyle ilgili araştırmada hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir. Güldünya Tören’i korumakla görevli olup görevini ihmal etmiş olan her şahıs yargılanmalıdır.

448. Ayrıca, edinilen bilgiye göre Türkiye’de başka birçok kadın da toplum tarafından kabul gören namus cinayetlerinin tehdidi altındadır ve korumaya ihtiyaç duymaktadır. Raporlar mevcut yasaların, hükümet politikalarının ve uygulamaların kadınları namus cinayetleri karşısında koruyamadığını göstermektedir.

Hükümetin cevabı

449. Hükümet, 15 Aralık 2004 tarihli mektubunda Güldünya Tören’in koruma talebiyle Bitlis’te polise ya da jandarmaya sığınmadığını bildirmiştir. Tören, İstanbul’un Fatih ilçesindeki Şehremini Karakolu’na başvurarak amcası tarafından tehdit edildiğini ifade etmiştir. Aynı gün içinde Kadın Sığınma Evi’ne teslim edilmiştir. Bu arada amcası bulunmuş ve polis tarafından sorgulanmıştır. Erkek kardeşi tarafından bacağından vurulduktan sonra Tören, Doktor Sadi Konuk Hastanesi’ne götürülmüş ve sorgulanmıştır. Amcası aleyhinde şikayette bulunmayı reddetmiş ve hadisenin muhtemel sebepleriyle ilgili bilgi vermekten kaçınmıştır. Ancak yapılan tahkikat üzerine polis iki erkek kardeş için tutuklama emri çıkartmıştır. Kardeşler polis tarafından aranırken, 26 Şubat’ta kimliği meçhul bir şahıs Tören’in hastanedeki odasına girmiş ve başına iki kez ateş etmiştir. Kaçak şüpheliler 8 Nisan 2004 tarihinde üzerlerinde bir tabancayla birlikte yakalanmıştır. Daha sonra bu tabancanın her iki kurşunlama olayında da kullanılmış olduğu anlaşılmıştır. Tören cinayetinin failleri olduğu iddia edilen iki kardeş alyehinde açılan dava halen devam etmektedir. Davanın bir sonraki duruşması 29 Aralık 2004 tarihinde yapılacaktır. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle polis memurları aleyhinde de soruşturma başlatmıştır. İlgili dosya idari soruşturma için ilgili mevzuatla birlikte İstanbul İl İdari Heyeti’ne gönderilmiştir. İdari yetkililer doktorlar ve diğer tıp personeliyle ve güvenlik görevlileriyle yaptığı görüşmelerden sonra sanıklara yüklenen suçun doğrulanamadığını, bu sebeple adli soruşturma açmak için gerekli izni vermelerinin söz konusu olmadığı sonucuna varmıştır. Ancak, Cumhuriyet Savcılığı ve şikayet sahipleri ilgili mahkemede bu kararı temyiz edebileceğinden karar henüz kesinleşmiş değildir.

Gözlem

450. Özel Raportör yeni Ceza Kanunu’nda sözde namus cinayetlerinin faillerini cezalandırmaya yönelik atılan olumlu adımları takdirle karşılamaktadır ve Hükümeti bu tip cinayetlerin işlenmesini önlemek amacıyla toplumu bilinçlendirmeye ve koruyucu önlemleri almaya davet etmektedir.