Mesajı Okuyun
Old 12-01-2010, 22:22   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan soner.a
Müvekkilime Halk Bankasının teklifi üzerine ödemelerinin 1 yıl sonra başlayacağına dair kredi teklifinde bulunuluyor. Şirketin sahibi olan müvekklim de halk bankasının bu teklifini kabul ediyor ve ne miktarda kredi verilebileceği konusunda araştırmalar başlıyor. Müvekkilimin 400,000 tl lik mal varlığına karşılık ilk başta 800,000 tl daha sonra Bölge müdürünün bizzat görüştükten sonra ve müvekkilimin ticaret yaptığı diğer şirketlerle olan para alışverişlerini de dikkate alarak , sadece 400,000 tl lik mal varlığına karşılık ödemeleri 1 sene sonra başlamasına 1,500,000 tl kredi veriyor. Müvekkilimin kredi aldığı zamanda Ankara daki X şirketiyle olan büyük meblağlı alışverişlerini bilerek ve de X şirketini de bilerek 1,500,000 tl lik krediyi veriyor. Ve X şirketi müvekkilimi dolandırarak birçok büyük meblağlı çeki ödememeye başlıyor ve sonra X şirketi batık bir şirket haline geliyor.
Sayın meslektaşlarım,
Sormak istediğim Halk Bankası araştırmalarını yaparak müvekkilimin 400,000 tl lik mal varlığına karşılık 1,500,000 tl lik kredi vermesinde ve de müvekkilimin X şirketiyle olan ticaretini bildiği ve de bu şirketin sonradan içi boş olduğu anlaşılmasında , Bankanın sorunluluğuna ilişkin bir savunmada bulunabilir miyiz , buna ilişkin yargıtay kararları varsa yardımcı olabilirseniz sevinirim .

Sayın meslektaşım,

Tacirler basiretli davranmak zorundadır. Sizin müvekkiliniz tacir sıfatıyla kredi kullanmış, ancak kendi kusuru ile batmıştır (ya da dolandırılmıştır).

Müvekkilinizin dolandırılması ile bankanın ne gibi bir ilgisi olabilir? Bankanın müşterisinin krediyi ödeyip ödemeyeceğini belirlemesi kendisi için gerekli bir iç durumdur. Bu tespit krediyi kullanan müvekkilinize karşı bir yükümlülük doğuramaz.

Somut olayda dolandırılan müvekkiliniz olup, kendi kusuru ile ya da basiretsizliği ile dolandırılmıştır. Bankanın bu eylemle uzaktan yaından ilgisi yoktur. Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak kendi lehine olumlu sonuç çıkaramaz ilkesi temelinde de bu tür bir iddia dinlenemez.