Mesajı Okuyun
Old 23-01-2009, 15:08   #27
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Üstad sizin çek alacaklısı müvekkiliniz yok galiba. Arkadaşlar hukukçu kimliğimize ters düşecek uygulamaları savunmak veya yanında yer almak gibi bir gaflete düşmekten uzak duralım. Biz hakkın, adaletin sağlanmasını çalışırken, fiili olayda olduğu gibi çek keserek borçlandığı parayı ödemeyerek pişkin pişkin (söz meclisten dışarı) ortalıkta gezinen kişilerin bir de cezai yaptırımdan soyutlanması ne kadar hukukidir? Bu konuyu da kendi içinizde tartışmanızı rica ediyorum.

Diğer taraftan, evet sırf alacak-borç ilişkisinden insanların hürriyetinden yoksun bırakılması doğru değildir. Ancak taraflar arasındaki teraziyi iyi ayarlamak lazım. İlginize teşekkürler.

Sayın yeshilim,

"Hukukçu kimliğimize ters düşecek uygulamaları savunmak " gibi kimsenin bir niyeti olduğunu zannetmiyorum.

Tam tersine "Hukukçu,kanun ve kanun boşluklarından doğan uygulamalarda müvekkili lehine savunmalarda bulunmak,yargı kararlarını güncel olarak takip etmek,hukuku sonuna kadar müvekkili lehine uygulamak hususunda hem görev hem de sorumluluk yüklenmiştir"..

Yasama erki, görevini ihmal ederek,bir kanunun yürürlüğü hususunda bir tarih vermiş ve bu tarihten sonra ihmali sebebiyle yasalarda boşluk doğmuş ise pek tabiki avukatlar bu boşluğu müvekkilleri yararına sonuna kadar araştıracak ve hatta müvekkilinin bu boşluktan "Özgür çıkması " için elinden geleni yapacaktır.

Bir dosyada alacaklı vekili diğer dosyada sanık müdafii olmak durumu değiştirmez.Siz sanık müdafii olarak "Kanunda boşluk doğduğu ve bunun sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğini " iddia ediyorken,diğer dosyanızda "Hayır bir boşluk doğmamıştır,ceza ertelenmemelidir" diye iddiada bulunabilirsiniz...

Üstelik böyle bir durumda dayandığınız gerekçelerin muhatabını ikna etmesi ve sanık müdafii iken"İnfazın ertelenmesi ",katılan iken "Ertelenme talebinin reddi " hususunda kararlar almanız dahi mümkündür.

İşte siz (biz) ozaman görevini layıkı ile kanunlar ve hukukla bağlı kalarak yapmış avukatlar olursunuz(oluruz)..

Bu nedenle var olan durumu bu şekilde değerlendirmeniz gerektiği inancındayım.

Şahsen benim fikrime göre "Kimse ekonomik bir gerekliliği yerine getirmediği için sonuç itibarıyla hürriyeti bağlayıcı ceza ile karşılaşmamalı!".

Bu da bir bakış açısı...

Saygılarımla