Ön bahçeler süslüdür,en güzel çiçekler hep oralara dizilir. En güzel saksılar oralara yerleştirilir. Binanın girişidir ya ..ilk görülesi yerler daha bir süslü daha bir albenili olmalıdır hesabı..Önbahçeler hep derli toplu, düzgün, hani biri gelecekse hep hazır olması gereken misafir odaları gibidir..

Ya arka bahçeler.. oralara kırık dökük olsa da atmaya kıyamadığımız şeyler atarız. Eski kutulara doldurduğumuz artık belki hiç kullanmadığımız ve asla kullanmayacağımız ama bir türlü ne atmaya ne de vermeye kıyamadığımız şeyleri oraya üstüste tepeleme doldurur yığarız.Tozlanırlar..özenle yığılmamış da olabilirler ..Muhtemelen yıllar önce beslediğiniz ve ölmüş ilk kuşunuzun kafesi ordadır.. Ya da yıllar önce aldığınız derslerin notları..eski kitaplar.. sararmış yaprakları arasından çıkan belki on sene on beş sene önce yazıp arasına koyduğunuz küçücük notlar.. bir gezi sırasında alıp da kulbu kırılmış bir boyalı toprak testi...niye saklamışsak.. ? Çocuğunuzun oyuncaklarından artık büyüdüğü için kaldırdığınız kimisi kırılmış ama kimisi hala sağlam olanları bir kutuda.. aa bu onun ilk ayakkabısı bu onun ilk tulumu,bu bana anneler günü için yapdığı kart..anasınıfında yaptığı makarnalardan boyayıp yapıştırdığı kartlar , resimler, ona belki kaç akşam bıkmadan usanmadan okuduğunuz hikaye kitapları..eski bisikleti.. yamru yumru hamurdan yaptığı heykellerden sakladığınız bir tanesi.. bunu o minik parmaklarıyla yoğurmuştu parmaklarının izleri , tadı var, izi var bunlarda diye sakladığınız.. eşinizin düğünde giydiği ve muhtemelen artık içine kesinlikle sığamayacağı damatlık takımı ve sizin mümkün değil içine sığamayacağınız bir gelinlik.. işte bu bu benim gelin çiçeğimdi diyerek kızınıza gösterdiğiniz artık sararmış kararmış hatta kurumuş ve çiçek demeti olduğuna bin şahit isteyen bir buket..yanında bir gelin tacı ve kızınızın ellerine artık tam olarak olan tülden beyaz eldivenler.. bir şal..eski modası geçmiş kıyafetlerden niye sakladığınızı bilmediğiniz ve atmaya kıyamadıklarınız.. seni kirli çıkı diye mırıldana mırıldana kutudan bir bir çıkarır..sonra sanki bir tören misali yine yerine kaldırırsınız ama aslında kutuya konulan o eşyalar değildir.. Onlarda anılar vardır.. Geçmişten kalan izler vardır.

Arada bir ayıklama yapsak da birilerine versek ya da atsak da bazıları yine de süzgeçten geçemez ve kapının önüne konulmuşken kıyamaz geri alırız.. Sanki kendinizden bir parçadır attığınız..öyle hisseder yine alır yığarsınız kendi arka bahçenize..

Arka bahçeler iyidir.. Aslında sizi siz yapan şeyler oradadır..kolay kolay vazgeçemedikleriniz.