Mesajı Okuyun
Old 28-02-2010, 19:31   #7
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Kusura bakmayın şu sıralar oldukça yoğun olduğumdan size fazla yardımcı olamıyorum. Yalnız belirtmek istediğim husus Yargıtay kararı aramalarınızı mutlaka 35. sınıf üzerinden yapmayınız. Benzerlik hususunun incelenme kriterlerini içeren her karar işinize yarayacaktır. Zira pek çok kararda, (tanınmış olmayan markalar için) benzerlik incelemesi yapılırken öncelikle ürün veya hizmetin "tescilli bulunduğu sınıflar yönünden" benzerlik incelemesi yapılması gerektiği, bundan sonra da markaların görsel, anlamsal, sescil özellikleri bakımından benzer olup olmadıklarının, yarattıkları umumi intibanın halk(orta düzeyde tüketici) nezdinde karışıklığa yol açıp açmayacağının değerlendirmesinin yapılması gereği belirtilmiştir. Salt bu anlatımlar dahi sizin savınızı desteklemeniz açısından yeterlidir. Kendi dosyam ile ilgili kararı size yollayabilmem için önce dosyayı bulmam gerekiyor, davanın da üzerinden oldukça uzun zaman geçtiğinden dosya arşivimizde Dolayısıyla ben size başka kararlarla yardımcı olmaya çalışayım. Arama yaparken de tesadüfen "ŞOK" markası ile ilgili bir karara rastladım.

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/13862 K. 2006/285

T. 19.1.2006

• MARKA HAKKINA TECAVÜZ ( Eylemin 556 Sayılı KHK'nin 9 ve 61. Maddelerine Aykırılık ve Markaya Tecavüz Oluşturması Nedeniyle Davanın Kabulüne Karar Verilmesi İsabetli Görüldüğü )

• TESCİLLİ MARKA ( "ŞOK" Markasını Davalının "EGE ŞOK" İbaresiyle Tescil Ettirdiği Ünvanında ve İşyerinde "ŞOK" İbaresi Öne Çıkacak Şekilde Kullanması - Markaya Tecavüz Oluşturduğu )

• TESCİLLİ ŞOK MARKASI ( Davalının "EGE ŞOK" İbaresiyle Tescil Ettirdiği Ünvanında ve İşyerinde "ŞOK" İbaresi Öne Çıkacak Şekilde Kullanması - Markaya Tecavüz Oluşturduğu )

KHK-556 m.9,61

6762/m.57/5

ÖZET : Davacının 03.08.1999 tarihinde tescil ettirdiği, "ŞOK" markasını, davalının "EGE ŞOK" ibareli 25.10.1999 tarihinde tescil ettirdiği ünvanında ve işyerinde "ŞOK" ibaresi önce çıkacak şekilde kullandığı, eylemin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 9 ve 61 nci maddelerine aykırılık ve markaya tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmüştür.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 25.05.2004 tarih ve 2002/559 - 2004/288 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 17.01.2006 gününde davacı avukatı Mehmet Kısar ile davalı avukatı Necati Özdemir gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin "ŞOK" ibaresini 35 nci sınıf hizmet ve listede yazılı emtialar için ticari marka olarak tescil ettirdiğini ve bu marka adı altında marketler zinciri kurduğunu, marketlerde de aynı markayı içeren ürünlerini pazarladığını, davalının müvekkilinden izin almaksızın "EGE ŞOK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ" adı altında markalar açıp, ambalajları ve tanıtım broşür ve levhalarında "ŞOK" ibaresini kullandığını, markanın izinsiz kullanılmamasının ihtarname ile davalıya bildirilmesine rağmen sonuç alınmadığı, davalının eyleminin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 9 uncu maddesinin ihlali ve 61 nci maddesinde düzenlenen marka hakkına tecavüz oluşturduğu gibi TTK.nun 57/5 nci maddesine de aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalının "ŞOK" markasını kullanmasının önlenmesi, anılan markayı taşıyan tanıtım malzemeleri ve ambalajların toplatılıp imhasını, hükmün ilanını istemiştir.
Davalı vekili, davanın HUMK.nun 9 uncu maddesi gereğince Uşak Mahkemeleri'nin yetki alanına girdiğini ve görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin tescilli ünvanındaki ibarenin aynen kullanılmasının haksız rekabet oluşturmayacağını, "ŞOK" ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye dayalı davada Kararname'nin 63 ve 71 nci maddeleri gereğince yetki ve görev itirazlarının reddi ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının 03.08.1999 tarihinde tescil ettirdiği, "ŞOK" markasını, davalının "EGE ŞOK" ibareli 25.10.1999 tarihinde tescil ettirdiği ünvanında ve işyerinde "ŞOK" ibaresi önce çıkacak şekilde kullandığı, eylemin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 9 ve 61 nci maddelerine aykırılık ve markaya tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının tescilli ticaret ünvanını tescil edilmiş şekli ile kullanmadığının belirlenmiş bulunmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.10 YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, takdir edilen 450.00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 19.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası

Yargıtay'ın bakış açısını gösteren bir başka karar;
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4390 K. 2006/4962

T. 1.5.2006

• MAL VE HİZMET AYRIMINA GÖRE MARKA TESCİLİ ( TPE Tebliğlerine Göre Sınıflandırma Esas Sistem Olduğu - Aynı veya Benzerliğin Tebliğlerdeki Her Sınıf ve Alt Gurubuna Göre Ayrı Ayrı Nazara Alınarak Ayrıca Halk Nezninde Benzerliğin de Dikkate Alınacağı )

• MARKADA BENZERLİK ( Önce Tük Patent Enstitüsü Tarafından Yayınlanan ve Sınflandırma Esasına Göre Düzenlenen Tebliğlerdeki Tescillerle Benzerliğe Bakılacağı - Tebliğlerde Farklı Sınıflarda Yer Almalarına Rağmen Benzerliğin Halk Nezdinde Karıştırmaya Neden Olacak Ölçüde Benzer Olup Olmadığına Bakılması Gereği )

• MARKADA İLTİBAS ( TPE'nce Sınıflandırma Esasına Göre Yayınlanan Marka Tescil Listelerinin Markada Birlik ve Markanın Korunması İlkesine Yönelik Olduğu - Kornumanın Sağlanması İçin Farklı Mal ve Hizmetlerde Olsa Bile Benzerliğin Halk Nezdinde Karıştırmaya Neden Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )

• FARKLI MAL VE HİZMETLERDEKİ MARKALARIN BENZERLİĞİ ( Sınıflandırma Esasına Göre Belirlenen TPE Tebliğlerindeki Benzerliğin Yeterli Olmadığı - Benzerliğin Halk Nezdinde de Karıştırmaya Neden Olmayacak Şekilde Olması Gereği )

KHK-556/m. 7, 8, 24

...
Her ne kadar Dairemizin önceki uygulaması aynı markanın hem ticaret hem de hizmet markası olarak ayrı kişiler adına tescil edilebileceği yolunda ise de, bu uygulamanın özellikle ticaret ve hizmet sınıfları kapsamındaki bazı mal ve hizmetlerin birbiri ile iç içe geçmiş olduğu durumlarda markaların karıştırılması olasılığı karşısında yeniden gözden geçirilmesi gerekmiştir.
556 Sayılı KHK'nin 24. maddesinde, markaların kullanılacağı mallar veya hizmetlerin, markaların tescili amaçları için malların veya hizmetlerin uluslararası sınıflandırmasına ilişkin esaslara göre sınıflandırılacağı, sınıflandırma ile ilgili ilkelerin yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.
Anılan maddenin işaret ettiği uluslararası düzenleme olan Nice Anlaşması ile mal ve hizmetler, gösterdikleri ortak özellikler gözönünde tutularak ilk 34 sınıfta "mallar", son 11 sınıfta da "hizmetler" olarak sınıflandırılmıştır.
Nice Anlaşmasının 2/1. maddesi uyarınca; bu anlaşma ile tanımlanan gereklere göre sınıflandırmanın etkisi özel Birlik ülkelerinin her biri tarafından belirlenecektir. Sınıflandırma, tescil edilen herhangi bir marka için temin edilen koruma sınırlarının değerlendirilmesi veya hizmet markalarının tanınması konusunda bağlayıcı olmayacaktır.
Görüldüğü gibi anlaşmada, özel birlik ülkeleri sınıflandırmanın etkisini belirleme yetkisine sahiptir. Birlik ülkeleri isterlerse, esas sistem olarak isterlerse yardımcı sistem olarak kabul edebilirler.
Türkiye'deki duruma gelince, 556 sayılı KHK'nin 24. maddesi ve TPE tebliğleri gereğince sınıflandırma esas sistem olarak benimsenmiş ve 01.01.2002 tarih ve 2002/2 sayılı TPE tebliğinin 4. 5. 6. ve 7. maddelerinde 556. Sayılı KHK'nin 7/1-b ve 8/1-b. maddelerinde sözü edilen "aynı veya benzer tür mal veya hizmetler" terimlerinin her sınıf ve onun alt grupları açısından gözönünde tutulacağı belirtilmiştir.


Buna göre, birden ziyade kişiler adına tescilli yada tescil başvurusu yapılan markaların kullanılacağı mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıklarının tespitinde öncelikle TPE. Başkanlığı'nca yayınlanan sınıflandırmaya ilişkin tebliğler uygulanacaktır. Bu durum, markada belirlilik ilkesi ve tescilli markanın koruma sınırının saptanmasında birlik ve istikrarın ön koşuludur.

Kaynak : Kazancı İçtihat Bankası

Şimdilik bulabildiklerim bu iki karar. Ancak yukarıda da belirttiğim üzere, "benzer sınıflar" ile ilgili her karar işinize yarayacaktır. Aramalarınızı bu şekilde yapabilirsiniz.

İyi çalışmalar dilerim,