Mesajı Okuyun
Old 17-11-2011, 19:02   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/10662
K. 2011/12233
T. 14.7.2011

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı - TMK’nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )

• HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Boşanma - Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı/TMK’nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )

• BOŞANMA ( Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı - TMK’nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )

4721/m.166

ÖZET : Gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı -karşılık davalı ( koca ), davalı-karşılık davacıya oranla daha fazla kusurlu ise de, kadın da boşanma talep ettiğine göre, kocanın davasına karşı çıkması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi koşulları kocanın davası bakımından oluşmuştur. Öyleyse dava ve karşılık davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı-karşılık davalı ( koca )'nın güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve ortak konutu terk ederek eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı-karşılık davacı ( kadın )'ın da kocasını tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı -karşılık davalı ( koca ), davalı-karşılık davacıya oranla daha fazla kusurlu ise de, kadın da boşanma talep ettiğine göre, kocanın davasına karşı çıkması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi koşulları kocanın davası bakımından oluşmuştur. Öyleyse dava ve karşılık davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile davaların reddedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı