Mesajı Okuyun
Old 27-04-2007, 16:33   #7
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

YAŞLILIK AYLIĞI ALANLARIN YENİDEN ÇALIŞMALARI
MADDE 63 - (Değişik: 3279 - 29.4.1986) A) Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir.
......

......

Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresinden sayılmaz ve 24.5.1983 tarih ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz, 64'üncü madde hükmüne göre toptan ödeme yapılmaz. Ancak iş kazası veya meslek hastalığı halinde 12 nci madde hükümleri uygulanır.

Çok emin olmamakla birlikte, durumunuzda geriye dönük ödemenin kabul edilmeyeceğini düşünüyorum.

SSK’nin istirdat talebi konusundaki korkunuzda da haklısınız. Aşağıda örnek bir karar yolluyorum.

Saygılar.



T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/4167

K. 2003/5436

T. 1.7.2003

• YAŞLILIK AYLIĞININ İSTİRDADI ( Sigortalının Sosyal Güvenlik Destek Primi Ödemeden Çalıştığı Günlere İlişkin )

• SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ ÖDEMEDEN ÇALIŞAN EMEKLİ ( Çalıştığı Günlere İlişkin Ödenmiş Yaşlılık Aylığının İstirdadı )

• EMEKLİ KİŞİNİN SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ YATIRMADAN ÇALIŞMASI ( Çalıştığı Günlere İlişkin Yaşlılık Aylığının İstirdadı )

• TEMERRÜDE DÜŞÜRME ZORUNLULUĞUNUN BULUNMAMASI ( Yaşlılık Aylığına Uygulanacak Faizin Başlangıcı )

• FAİZ BAŞLANGICI ( Yaşlılık Aylığının Geç Ödenmesi Nedeniyle )

• YAŞLILIK AYLIĞININ GEÇ ÖDENMESİ ( Faiz Başlangıç Tarihi )

• VEKALET ÜCRETİ MİKTARININ TESBİTİ ( Yaşlılık Aylığı İçin Açılan Davada )

506/m.63/A

ÖZET : Davacının sigortasız olarak çalıştığı tespit edilen süre 05.02.1999-09.02.1999 tarihleri arasındaki süre olup, davacı adına bu dönemde sosyal güvenlik destek primi ödenmediği gibi, tüm sigorta kollarından da sigorta primi ödenmemiştir. Başka bir anlatımla davacı anılan dönemde kaçak işçi olarak çalışmıştır. Bu durumda davacı hakkında 506 Sayılı Yasanın 63/A maddesi uygulanarak fiilen çalıştığı günler karşılığında ödenmiş olan yaşlılık aylığı miktarını Kurumun istirdada hakkının bulunduğunu kabul etmek, çalışılan günler dışındaki süre açısından ise böyle bir uygulamaya olanak bulunmadığına karar verilmesi gereğinin gözetilmemiş olması,
Yasadan kaynaklanan yaşlılık aylıklarının ödenmesi konusunda Kurumu ayrıca temerrüde düşürmek zorunluluğu bulunmadığı halde, davacının hak ettiği aylıklara ödenmesi gereken tarih yerine dava tarihinden yasal faiz işletilmesi,
Ayrıca menfi tespite konu istemin kabulü halinde hükmedilecek nispi vekalet ücretinin belirlenmesinde bu miktarın da hesaba katılması gereğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA : Davacı, Kuruma 5.322.510.476 lira borçlu olmadığının tespiti ile 1.970.239.951 alacağın 200.000.000 lira işlemiş faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 15.02.1997 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanmış olan davacının, sigortalılık konusunda herhangi bir bildirim yapılmaksızın çalışırken geçirdiği iş kazası nedeniyle yapılan inceleme sonucunda, 05.02.1999 tarihinde çalışmaya başladığı ve kaza geçirdiği 09.02.1999 tarihine dek sigortasız olarak çalıştığının belirlenmesi üzerine, yaşlılık aylığı kesilerek 05.02.1999-22.12.2001 tarihleri arasındaki dönemde ödenen yaşlılık aylıklarının iadesi istenmiş, borcunun bir kısmı ise yeni başvurusuna dayalı olarak bağlanan yaşlılık aylığı alacaklarından mahsup edilmiştir.
Mahkemece, davacının iradesini 15.02.1997 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının kesilmemesi yolunda kullandığı kabul edilerek, davacının borçlu olmadığına mahsup edilen aylıkların ödenmesine ve dava öncesi Kurumu temerrüde düşürmediği için tahakkuk eden aylıklara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davacının sigortasız olarak çalıştığı tespit edilen süre 05.02.1999-09.02.1999 tarihleri arasındaki süre olup, davacı adına bu dönemde sosyal güvenlik destek primi ödenmediği gibi, tüm sigorta kollarından da sigorta primi ödenmemiştir. Başka bir anlatımla davacı anılan dönemde kaçak işçi olarak çalışmıştır. Bu durumda davacı hakkında 506 Sayılı Yasanın 63/A maddesi uygulanarak fiilen çalıştığı günler karşılığında ödenmiş olan yaşlılık aylığı miktarını Kurumun istirdada hakkının bulunduğunu kabul etmek çalışılan günler dışındaki süre açısından ise böyle bir uygulamaya olanak bulunmadığına karar verilmesi gereğinin gözetilmemiş olması,
Yasadan kaynaklanan yaşlılık aylıklarının ödenmesi konusunda Kurumu ayrıca temerrüde düşürmek zorunluluğu bulunmadığı halde, davacının hak ettiği aylıklara ödenmesi gereken tarih yerine dava tarihinden yasal faiz işletilmesi,
Ayrıca menfi tespite konu istemin kabulü halinde hükmedilecek nispi vekalet ücretinin belirlenmesinde bu miktarın da hesaba katılması gereğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadezine, 01.07.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3887

K. 2002/4352

T. 16.5.2002

• YAŞLILIK AYLIĞI ( Kurum Tarafından Fazladan Ödenen Miktarın Yasal Faiziyle Tahsili Talebi )

• FUZULEN ÖDENEN YAŞLILIK AYLIĞININ İSTİRDATI ( Yaşlılık Aylığına Hak Kazandıktan Sonra Çalışmaya Başlayanların Bu Çalışma Olgusuna Dayalı ve Sınırlı Olarak Yaşlılık Aylıklarının Kesilmesi )

• İSTİRDAT ( Yaşlılık Aylığına Hak Kazandıktan Sonra Çalışmaya Başlayanların Bu Çalışma Olgusuna Dayalı ve Sınırlı Olarak Yaşlılık Aylıklarının Kesilmesi )

• SİGORTALININ İŞYERİNDE GEÇEN KAÇAK ÇALIŞMA DÖNEMİ ( Bu Dönem Belirlenerek Yaşlılık Aylığının O Dönem İçin Ödenen Miktarının İstirdatına Karar Verilmesi )

506/m.60,63,92

ÖZET : Yaşlılık aylığına hak kazandıktan sonra çalışmaya başlayanların bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak yaşlılık aylıklarının kesilmesi gerekir. Somut olayda müfettiş tahkikatı sonucu ortaya çıkarılmasına kadar Kurum, davalı sigortalının işyerindeki çalışmalarından haberdar değildir. Davalı adına sosyal güvenlik destek primi veya tüm sigorta kollarından sigorta primi ödenmeyen bir başka ifade ile davalının bildirimsiz ( kaçak )çalıştığı bu dönem için Kurumun ödemiş olduğu yaşlılık aylıklarını istirdada hakkı bulunmaktadır. Bu bağlamda, sigortalının işyerinde geçen fiili çalışma süresi araştırılmalı ve hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak açıklıkta tespiti ile sadece çalışılan süreyle sınırlı olarak ödenen yaşlılık aylıklarının belirtilecek esaslar dahilinde istirdadına karar verilmelidir.
DAVA : Davacı, fuzulen ödenen 2.361.911.902 lira yaşlılık aylığının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir
Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Suna Memlük tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava sonucu itibariyle davacı Kurumca 1.11.1996 -22.6.2000 döneminde davalı sigortalıya fuzulen ödendiği iddia olunan yaşlılık aylıklarının istirdadı istemine ilişkindir.
Öncelikle davalı sigortalının işyerinden 30.9.1996 tarihinde ayrıldığının dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, 506 Sayılı Kanunun 60/H maddesinde öngörülen ve yaşlılık aylığı tahsisi koşullarından biri olan "çalıştığı işten ayrılma" koşulu gerçekleşmiş olup, davalı sigortalı 1.11.1996 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından bulunan 506 Sayılı Kanunun 63.maddesinin A bendinde "Bu kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir" hükmü yer almaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında, yaşlılık aylığına hak kazandıktan sonra çalışmaya başlayanların bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak yaşlılık aylıklarının kesilmesi gerekir. Somut olayda müfettiş tahkikatı sonucu ortaya çıkarılmasına kadar Kurum, davalı sigortalının işyerindeki çalışmalarından haberdar değildir.Davalı adına sosyal güvenlik destek primi veya tüm sigorta kollarından sigorta primi ödenmeyen bir başka ifade ile davalının bildirimsiz ( kaçak )çalıştığı bu dönem için Kurumun ödemiş olduğu yaşlılık aylıklarını istirdada hakkı bulunmaktadır.Bu bağlamda,sigortalının işyerinde geçen fiili çalışma süresi araştırılmalı ve hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak açıklıkta tespiti ile sadece çalışılan süreyle sınırlı olarak ödenen yaşlılık aylıklarının belirtilecek esaslar dahilinde istirdadına karar verilmelidir.
Davalı sigortalının Kurum müfettişine verdiği 5.8.1998 günlü ifadesinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalıştığını bildirmesi keza 1998 yılı Ağustos ayına ait Sosyal Güvenlik destek primi bordrosunun Kuruma verilmesi karşısında; 1998 yılının 8.ayından itibaren ( bu ay dahil )davacı Kurumun her halde sigortalıya ödenen yaşlılık aylıklarını istirdada hakkı bulunmamaktadır.Kaldıki sigortalının 11.8.1998 tarihinden itibaren fiili çalışması bulunmadığı Kurumun da kabulündedir.
Hal böyle olunca; Mahkemece,bildirimsiz olarak fiilen çalışılan süredeki yaşlılık aylıklarının fuzuli ödeme teşkil ettiği,bu dönem dışında sigortalıya yaşlılık aylığı ödenmesine devam edilmesi gereği gözetilerek sigortalıya sonradan bağlanan yaşlılık aylıklarından ( ki bu aylıklara ait gösterge ve aylık bağlama oranının 506 Sayılı Kanun 63/A maddesi kapsamında belirlenmesinde sadece bildirimsiz çalışılan ancak primi sonradan ödenen çalışma esas alınmak suretiyle )hakettiği aylık belirlenmek suretiyle mahsup yapılarak keza sigortalıya 8.1.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası üzerine işkazalarıyla meslek hastalıkları sigortası kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması halinde 506 Sayılı Kanunun madde 92 hükmüde gözetilerek Kurumun davaya konu istemi hakkında hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.