Mesajı Okuyun
Old 08-03-2024, 09:17   #14
sailor1981

 
Varsayılan

Yargıtay 15. CD 2017/6844 esas 2019/9778 Karar
sanık ...’ye herhangi bir borcu olmadığı halde, borçlu olarak 15.000 TL bedelli senet düzenleyip, sanık ... tarafından aleyhinde muvazaalı olarak icra takibi başlatılmasını sağladığı ve söz konu traktörün katılanın ikamet ettiği Andırın ilçesinde fiilen haczedilmesi neticesinde sanıkların haksız menfaat elde ettikleri anlaşılmakla,



Kararı okudum müşteki muvazaanın tarafı zaten olayda. Karar çok enterasan BOZMA sonrası yeni kararı çok merak ediyorum.

17. Hukuk Dairesi 2019/3906 E. , 2021/549 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi


Taraflar arasındaki Tasarrufun İptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02.02.2021 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu İlker hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, 69 nolu parsel için 11.02.2020 tarihinde haciz yazısı yazıldığı halde, sehven tapu kaydına haciz şerhinin işlenmediğini, bu aşamada durumu fırsat bilen davalıların aynı gün Bakırköy 10.Aile mahkemesinin 2010/141 Esas sayılı dosyasından anlaşmalı olarak boşandığı, boşanmada borçlunun 3.000.000,00 TL tazminat ödemeyi taahhüt ettiği, bu tazminatın tahsili için ...İcra Müdürülüğünün 2010/3634 sayılı dosyasından takibe geçildiğini ve icra takibi sonunda 11.09.2012 tarihinde yapılan ihale ile dava dışı şahsa 2.710.000,00 TL bedel ile satıldığını, boşanmanın ve takibin muvazaalı olduğundan, ...İcra Müdürülüğünün 2010/3634 sayılı takibin ve bu dosyadan konulan haczin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davacı alacaklı ile davalarının 2001 den beri devam ettiğini, maddi ve manevi olarak yıprandıklarını, eşinden boşandığını, eşinin herzaman maddi ve manevi desteği olduğu için 3.000.000,00 TL tazminatı ödemeyi kabul ettiğini, boşanmanın ve takibin muvazaalı olmadığını nitekim 10.04.2010 yılında ... ile evli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, taşınmazın paraya çevrildiğini belirtmiştir.
Mahkemece, davalıların eskiden evli olan, eski eşler olduğu, boşanır boşanmaz tazminat olarak büyük bir tazminat miktarında anlaştığı eş tazminatının 2010 yılında konan haciz ile ihaleye çıkan borçluya ait taşınmazda ön sırayı aldığını, oysa alacağın danışıklı olduğunu, bu sebeple haczin iptalini talep ettiği, davacı daha önce birinci sırada iken satış istemiş, henüz işlemler tamamlanmadığı için satış talebi ret edildiği, satışın reddine dair icra müdürlüğü kararını iptal ettirmediği için, haczi düşmüş, yeniden koyduğu hacizle, davalı alacaklı eşin sıra cetvelinde arka sırasına düştüğü, böylece, tam taşınmazın değeri kadar yaratılmış tazminat alacağa sebebiyle alacağına kavuşamadığı, tazminatın muvazaalı olduğu, çünkü evinden başka hiçbir malı bulunmayan borçlunun, boşandığı eşine, tek mal varlığını, tartışmasız olarak, tazminat diye vermesinin mümkün olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf mahkemesi de, davalı ...'ın maddi durumu kötü olmasına rağmen eşi ...'e toplam 3.000.000,00-TL tazminat ödemeyi kabul etmesi karşısında boşanma protokolü gereğince anlaşmalı olarak yapılan boşanmaların tasarrufun iptali davasına engel teşkil etmediği davacı şirket tarafından davalı ... aleyhine ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/552 E. sayılı dosyası ile açılan sıra cetveline itiraz davasında tanık olarak beyanı alınan Eyüp Tapu Müdürlüğünde müdür muavini olarak çalışan...'nın beyanında, ...'ın avukatı olduğunu söyleyen bir bayan avukatın tapu dairesine gelip ... parsel sayılı taşınmaz ile ilgili haciz olup olmadığını sorduğu, haczin işlenmediğini öğrenince avukatın haciz olması gerekir şeklinde beyanda bulunduğu, kendisine tekrar haciz olmadığının söylendiği, avukat bayanın boşanma davası açsam haciz koydursam olur mu şeklinde sorduğu, aradan 2-3 gün geçtikten sonra gelip tekrar haciz olup olmadığını sorduğu, haciz olmadığını öğrendiği, 1 ay sonra aynı bayan avukatın haciz yazısını getirip taşınmaz üzerine haciz koydurduğunu beyan ettiği, yine aynı dosya kapsamında tanık olarak dinlenen davalıların oğlu...'ın, babası ...'ın yurt dışında başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, ilişkinin son 5 yılını annesi ve kendisinin bildiklerini beyan etmesi, ...'ın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu 5 yıldır bilmesine rağmen davalı ...'in 5 yıl boyunca boşanma davası açmamasına rağmen alacaklı şirket tarafından taşınmaz üzerine haciz konulmasının talep edildiği 11/02/2010 tarihinden sadece 5 gün sonra boşanma davasının açılması, davanın kısa süre içinde anlaşmalı olarak sonuçlanması, maddi olarak kötü durumda olan ...'ın eşine yüksek miktarda tazminat ödemeyi kabul etmesi, boşanma davasında tarafların kararı temyiz etmeyeceklerine ilişkin olarak Mahkemeye dilekçe sunup kararın kısa sürede kesinleştirilerek, kesinleştiği tarih olan 23/02/2010 tarihinde hemen ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/3634 E. sayılı dosyası ile ... tarafından ... aleyhine icra takibi başlatılması ve taşınmaz üzerine kısa sürede haciz konulması dikkate alındığında ...'ın mal kaçırma kastı ile eski eşine 3.000.000,00-TL tazminat ödemeyi kabul ettiğinin anlaşıldığı, ...'in eşinin mali durumunu bildiğinin de dosya kapsamı ile açık olmasına göre, taşınmaz üzerine konulan haciz işleminin iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, karar vermiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, davacının haciz yazısının tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesinden sonra bu haczin yevmiye defterine işlenmemesinden yararlanılarak, özelllikle borçlu ve vekilinin boşanmanın bir mal kaçırma fırsatı olarak değerlindirildiği, çekişmeli boşanmanın anlaşmalı boşanmaya çevrildiğidavalı eşe mali haklar olarak verilen tazminat için aslında 69 nolu parselin satılarak bedelinin alacaklıya verilmemesinin amaçlandığının, delil olarak sunulan... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/552 E. sayılı dosyasındaki bilgi, belge ve tanık beyanları ile sabit bulunmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372/1. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise .... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 138.154,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, 02/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.