Mesajı Okuyun
Old 19-02-2004, 22:28   #6
Gemici

 
Varsayılan Felekmi, Trafik Canavarımı, yoksa başka Canavarmı ?

“Kahpe felek sana nettim neyledim
Attın gurbet ele parelerimi
Ahirin de beni sılamdan ettin
Kestin mümkünümü çarelerimi”

Feleğin elinden kurtuluş yoktur. Ya “çırnağı demireden” olan kuşunu başımıza musallat eder, yada sillesini bir vurur ki neye uğradığımızı şaşırırız. Bazen aniden gelir başımıza çöker, bazende yavaş yavaş gelir. Bizi gurbet ele atar, sevdiklerimizden ayırır. Yari alır elimizden. Her gittiğimiz yerde bizden yar ister. Neyzenin deyişi ile; gah düşürür gah kaldırır, leyla peşinden ıssız vadilere saldırır, çıkmaz sokaklara daldırır, her telden çaldırır, şifa diye zehir yutturur. Bazılarımıza kavun yedirir, bazılarımıza kelek. Bizi güldürdüğü nadirdir, arada sırada felekten bir gün yahutta gece çalarız, hepsi o kadar. Fazlasına yer yok.

Nedir peki bu felek, bizden ne alıp veremediği var? Kadermidir? Alın yazısımı? Başka kültürlerde de varmıdır, yoksa sadece Anadolu İnsanının başına musallat olmuş bir şeymidir? Bildiğimiz tek şey var ne yapsak netsek elinden kurtulamıyoruz.

Kendisi yetmezmiş gibi bir de son otuz kırk yıldır başımıza musallat ettiği bir “Trafik Canavarı” var. Onun da nereden geleceğini, yahutta ne zaman geleceğini bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey bu trafik canavarının, felekle ortakmışcasına, durmadan can aldığı, akrabalarımızı, tanıdıklarımızı, arkadaşlarımızı alıp götürdüğü, alıp götüremediklerini de sakat bıraktığı. Haberler durmadan, “trafik canavarının yine bilmem ne kadar can aldığını” duyuruyor.

Feleğin elinden yakamızı belki kurtaramayız, ergeç gelip bizi bulur. Ama tarfik canavarının elinden biraz da olsa kurtuluruz gibime geliyor, eğer bu canavarın bizim dışımızda, soyut bir şey olmadığını ve direksiyon başına geçer geçmez hemen hemen hepimizin küçük veya büyük birer trafik canavarı olduğumuzun bilincine varırsak.

Aktardığım Türkü bu trafik canavarıyla ilk tanıştığımız yıllara ait. O zamanlar daha yeni olduğu için türkülere bile konu olabiliyormuş; şimdilerde kendisine öyle alıştıkki, türkülere konu olması bir yana, bir kaç can birden almadan haber bile olamıyor.

Makinem geliyor önü kırmızı,
Düz ovada ecel çevirdi bizi,
Vay anam göresydi hallerimizi.
Makine makine kanlı makine,
Kimi ölüde kimi canlı makine.

Makinem geliyorda dağlar belinden,
Bir haber aldımda Ayşe gelinden.
Çokmu gördün felek aldın elimden?
Makine makine kanlı makine,
Vallah yaram derinde giden makine.


Saygılarımla