Mesajı Okuyun
Old 04-08-2023, 15:22   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Terör kaynaklı bu gibi hak yoksunluklarında devletin kusursuz sorumluluğuna gidilebilirse de, kaynağı belirlenemeyen yada terör olmayan bu gibi hallerde ancak faillerin bulunması için devletin etkin bir soruşturma yapmadığı hallerde idarenin sorumluluğuna gidilebileceği kanaatindeyim.

Faillerin bulunamaması değil de bulunması için etkin bir soruşturmanın yapılıp yapılmadığı önemlidir. Aşağıdaki emsal kararlar faydalı olabilir..

Babat ve diğerleri/Türkiye davasında da (12 Ocak 2010, Başvuru No: 44396/04) AİHM, devlet kurumlarının Önder Babat’ın öldürülmesini çevreleyen olaylar hakkında etkili bir soruşturma yürütülmesi amacıyla kendilerinden makul olarak beklenebilecek tüm gerekli tedbirleri almadıklarına ve dolayısıyla devletin yaşam hakkının korunmasına dair usuli yükümlülüklerini ihlal ettiğine karar vermiştir. Akdoğdu/Türkiye kararında da Mahkeme bu doğrultuda, “Yürütülen soruşturmanın aynı zamanda sorumluların tespit edilip cezalandırılmasını sağlayabilmesi anlamında da etkili olmasını, yetkili mercilerin, başta görgü tanıklarının ifadelerinin alınması, emniyetin teknik birimlerince kan ve doku örnekleri alınması ve gerektiğinde ölen kişinin vücudundaki lezyonların tam ve açık bir şekilde tanımlanmasının yanı sıra ölüm nedeninin açığa çıkarılması için klinik bulguların nesnel bir şekilde analiz edilmesi olmak üzere olaya ilişkin delillerin toplanması için mümkün olan tüm tedbirlerin alınması gerektiğini” ifade etmiştir.

AİHM Anguelova/Bulgaristan kararında bir soruşturmanın asıl amacının, yaşam hakkını koruyan iç hukukun etkili uygulanmasını sağlamak ve Devlet görevlilerinin veya birimlerinin söz konusu olduğu davalarda, kendi sorumluluklarında meydana gelen ölümlere ilişkin olarak hesap verme yükümlülükleri olduğunu, Gasyak ve Diğerleri/ Türkiye kararında, soruşturmanın, sorumluların kimliklerinin tespit edilmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak kadar etkili olması gerektiğini, yetkili makamların, görgü tanıklarının ifadelerini de kapsayan delilleri güvence altına almak için mevcut tüm makul adımları atmasını, Amaç ve Okkan/Türkiye kararında, yetkililerin olaya ilişkin elde edilen delillere makul erişiminin sağlanması için gerekli önlemleri almasını vurgulamıştır. Anık ve Diğerleri/Türkiye kararında, soruşturma yapma yükümlülüğünün, sonuç alma yükümlülüğünü değil, sonuca ulaşmaya çalışma yükümlülüğünü içerdiğini,

Babat ve diğerleri/Türkiye davasında da (12 Ocak 2010, Başvuru No: 44396/04) AİHM, devlet kurumlarının Önder Babat’ın öldürülmesini çevreleyen olaylar hakkında etkili bir soruşturma yürütülmesi amacıyla kendilerinden makul olarak beklenebilecek tüm gerekli tedbirleri almadıklarına ve dolayısıyla devletin yaşam hakkının korunmasına dair usuli yükümlülüklerini ihlal ettiğine karar vermiştir. Akdoğdu/Türkiye kararında da Mahkeme bu doğrultuda, “Yürütülen soruşturmanın aynı zamanda sorumluların tespit edilip cezalandırılmasını sağlayabilmesi anlamında da etkili olmasını, yetkili mercilerin, başta görgü tanıklarının ifadelerinin alınması, emniyetin teknik birimlerince kan ve doku örnekleri alınması ve gerektiğinde ölen kişinin vücudundaki lezyonların tam ve açık bir şekilde tanımlanmasının yanı sıra ölüm nedeninin açığa çıkarılması için klinik bulguların nesnel bir şekilde analiz edilmesi olmak üzere olaya ilişkin delillerin toplanması için mümkün olan tüm tedbirlerin alınması gerektiğini” ifade etmiştir.

AİHM Anguelova/Bulgaristan kararında bir soruşturmanın asıl amacının, yaşam hakkını koruyan iç hukukun etkili uygulanmasını sağlamak ve Devlet görevlilerinin veya birimlerinin söz konusu olduğu davalarda, kendi sorumluluklarında meydana gelen ölümlere ilişkin olarak hesap verme yükümlülükleri olduğunu, Gasyak ve Diğerleri/ Türkiye kararında, soruşturmanın, sorumluların kimliklerinin tespit edilmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak kadar etkili olması gerektiğini, yetkili makamların, görgü tanıklarının ifadelerini de kapsayan delilleri güvence altına almak için mevcut tüm makul adımları atmasını, Amaç ve Okkan/Türkiye kararında, yetkililerin olaya ilişkin elde edilen delillere makul erişiminin sağlanması için gerekli önlemleri almasını vurgulamıştır. Anık ve Diğerleri/Türkiye kararında, soruşturma yapma yükümlülüğünün, sonuç alma yükümlülüğünü değil, sonuca ulaşmaya çalışma yükümlülüğünü içerdiğini,