Sn.Akpunar,

Öncelikle, bu konuyu açtığınız için teşekkür ederim. Hukukçu arkadaşların görüş belirtmelerini merak ve hevesle bekleyeceğim.

Aslında, TC hükümetlerinin dışarıdan baskıyla işler yapmasına kökten karşıyım. Ama buradaki konu, kendi yuttaşlarımız ve kendi doğamız. Aşağı yukarı iki yılda bir Yatağan' dan geçerek güneye giderim; orayla bir genetik işişkim yok yani. Ama orada artık ağaçlar bile sülfür kaplı, insanlar nasıl yaşar?

Aynı enerjiyi 20-30 tane yeldeğirmeniyle sağlayabilecekken, bu konudaki ısrar sadece ve sadece çalıştırılan işçilerin işsiz kalacağı ise, bu hayret verici. Aklıma gelen çeşitli sorular var:

1. AKBK ne gibi tedbirler uygulayabilir, yaptırımı var mıdır?

2. Bu konuya ilişkin bir AB fonu var mıdır, ve işten çıkartılan işçilerle bölgenin ekonomik açıdan canlandırılması amacıyla kullandırılabilir mi; bunun için ne yapılmalı?

3. Aynı konuda, açık bir AB proje fonu var mıdır; TC o fona proje verebilir mi; ne büyüklükte bir projenin, kimler tarafından verilmesi kabul edilebilir?

4. Termik santrallerin faaliyetinin durdurulmaması halinde, bu kararı referans gösteren bölge insanının sağlık sorunları ve ölümleri nedeniyle tazminat hakları doğar mı? Bunlar için ne yapmaları gerekir?

Sorularımın hukukla ilişkisinin biraz 'kenardan' olduğunu bilmekle beraber, ileri sürülecek görüşler sırasında göz önüne alınmalarında bir zarar olmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla,