Konu: menfi tespit
Mesajı Okuyun
Old 07-03-2012, 16:19   #4
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ali Osman Toprak
öncelikle cevabınız için tşk ederim. sahtecilik iddiaısnın 3. kişilere de ileri süreleceği doğru. ancak bizim olay da imza sahte değil. ancak imza dışındaki diğer unsurlar sahte ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile bu husus ispat edildi. diğer hususlardan kastım senedin 20 yıl önce verildiği ve sanık tarafından ele geçirilerek gerçeğe aykırı olarak doldurulduğudur.

İmza sahte olmasa da belgede sahtecilik olduğu kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğundan, bu tür sahteciliğin de herkese karşı ileri sürülebileceğini, ayrıca ceza mahkemesi kararı olmasa bile, bu tür bir iddianın her türlü delille ispat edilebileceğini, sanık tarafından haksız fiille ele geçirillen bu senet sebebiyle borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasının kabul göreceğini düşünüyorum.

Yargıtay H.G.K. 2003/13-659 E. 2003/629 K. 05.11.2003 Tarih
...
Buna karşılık, davalı J. vekilinin hem asıl ve hem de birleştirilen davadaki iddia ve savunmaları, dayanak belgenin, resmi dairelere verilecek dilekçelerde kullanılmak üzere, davacı dışındaki şirket elemanlarına verilmiş olan imzalı boş kağıtların, davacı tarafından rıza dışı olarak ele geçirilmesi suretiyle oluşturulduğu yönündedir. Böylece, yerel mahkemenin kabulünün tersine, davalı taraf, imzalı boş kağıdın anlaşmaya uygun şekilde sonradan doldurmak üzere davacıya verildiğini değil, başka elemanlara farklı bir amaç için verilen bu nitelikteki bir kağıdın, davacı tarafından yasaya aykırı şekilde ele geçirildiğini ileri sürmüştür.
Bu iddia, açıkça bir haksız fiil iddiasıdır ve bu nedenle de, yerel mahkemenin kabulünün tersine, yukarıda değinilen içtihadı Birleştirme Kararının ilişkin bulunduğu hukuksal durumla ilgisi yoktur; dolayısıyla her türlü delille kanıtlanması olanaklıdır. Öğreti de aynı yöndedir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt: 2, sh: 2202).
...
Hal böyle olunca, gerek davacı Nazım vekilinin, dayanak belgenin ne şekilde (taraflarca birlikte mi, yoksa imzalı boş kağıt sonradan davacı tarafından doldurulmak suretiyle mi) düzenlendiği konusunda dava dilekçesinde ve duruşmada çelişkili açıklamalarda bulunmuş olması ve gerekse davalı Jale vekilinin her iki davada ileri sürdüğü haksız fiil iddiasının, yöntemince dinlenen tanıkların sözleriyle kanıtlanmış ve ayrıca, metnin imzalı boş kağıda sonradan yazıldığının bilirkişi raporlarıyla belirlenmiş bulunması karşısında; alacak iddiasının dayanağını oluşturan 1.12.1997 tarihli "Ödünç Para Akdi" başlıklı, el yazısıyla düzenlenmiş belgeye itibar edilmesine; bu belgeye dayalı olarak davacının davalıdan alacaklı olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur.