Mesajı Okuyun
Old 01-06-2011, 08:46   #6
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Dil, dilbilimciler tarafından yaratılmaz, (Sahi burada ayrı mı yazmam gerekirdi) toplum tarafından yaratılır ve geliştirilir.

Dilbilimci VAR OLAN BİR DİL ile uğraşır. Onun kurallarını araştırıp belirlemeye uğraşır.

Dilin ifadesini dilbilimcilerin kurallarına sıkı sıkıya bağlamak dilin gelişmesinin önüne ket vurur. Örneğin Tükçe'de "şey" tanımlamasının kallanılmaması gerekir.

Aynı şekilde böyle bir mantık argonun ve küfürün gelişmesine engel olur. Halbuki argo ve küfür bir dilin zenginliğinin en önemli göstergelerindendir.

Dilimizde de argo olarak başlayıp daha sonra toplumsal kabul sayesinde sözlüklere giren bir çok tanımlama olduğu gibi dilbilimciler tarafından önerilip toplumca kabul edilmeyen bir çok tanımlama da vardır.

Sonuçta dil benim de kullandığım bir iletişim aracıdır. Bir ifadeden neyin anlaşılması gerektiğini tartışmak benim hakkım, hatta karşı tarafça anlaşılmadığını anladığımda bunu açıklamak görevimdir.

Bu çerçevede kavramların anlamlarını tartışmak gibi bir hakka sahip olduğumu düşünüyorum.

Saygılar.