Mesajı Okuyun
Old 08-12-2006, 01:07   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Benim oyum HGK'nun kararına.. Öncelike HGK'nun gerekçeleri arasında değindiği "hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" ilkesine dikkat çekmek isterim. Bence bir yasal boşluk bulunduğu ve bunun kıyas yoluyla giderilmesi gerektiği durumda kıyasa gidilen normun hakkaniyetli bir sonuç verip vermeyeceği ve bozulan kamu düzenini yeniden temin edip edemeyeceği tartışılmalıdır. Eş kocasını kasten öldürmekle kamu düzenini bozmuştur. Alacağı ceza bir yana kocasının ölümü nedeniyle ölüm aylığına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplumsal vicdanın sesi gözardı edilemez. Bu itibarla son derece yerinde olan Emekli Sandığı Kanunu 77. maddesinin kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle yasal boşluğun doldurulması çok tabi ve yerindedir. Sigortalılığın mecburi veya ihtiyari oluşunun sonuçla hiçbir ilgisi yoktur. Sosyal Sigortanın zorunlu oluşu şahıs menfaatinin yanında kamu menfaatini sağlanmasına yöneliktir. Sağlıklı işleyen bir sosyal sigorta sistemi faraziyesinde birey bu sisteme katılmakla gerçekleşmesi muhtemel risk karşısında kendisini ve yakınlarını sigortaladığı kadar başkalarının rizikolarını da üstlenmektedir. Sigortalıya ihtiyarlık aylığı bağlanması bireyin ihtiyarlık yıllarında kendisini ve ailesini güvence altına almaktadır. Ölüm sigortasında ise sosyal yön daha ağır basmakta ve ölen eşin dul kalan eşi ve çocuklarına maaş bağlanmaktadır. Riskin gerçekleşmesi yönünden ise bu durum özel sigortaya daha yakındır. Zira ihtiyarlık öngörülemez bir risk değilken ölüm riskin gerçekleşmesi neticesinin bir sonucudur. Somut olay adaleti gözetildiğinde bir yönüyle sosyal sigortalara bir yönüyle de özel sigortaya daha yakın olan ölüm sigortasında riskin gerçekleşmesi ve riskin gerçekleşmesine etken olan unsurlar değerlendirilmek durumundadır. Kasten eşini öldürmek suretiyle söz konusu riskin gerçekleşmesine kendi eylemi ile katkıda bulunan kişi bırakın eşini bir yana, primlerin toplandığı havuzda bulunan herkesin hakkına el atmış durumdadır. Eğer riskin gerçekleşmesine katkıda bulunmasaydı sistem ölüm sigortası bağlama yoluna gitmek zorunda kalmayacak ve belki de hale hazırda işine devam etmekte olan sigortalıdan prim almaya devam edip, bunları yıllar boyunca nemalandıracaktı. Bu nedenlerle HGK kararında somut olay adaleti yönünden olduğu kadar genel olarak hakkaniyete uygun ve genel geçer bir içtihat oluşturulmakla hukuka büyük katkı yapılmıştır. Bu nedenle karara imza atan tüm Yargıtay Üyelerini kutluyorum.