Mesajı Okuyun
Old 16-06-2006, 13:25   #10
Admin

 
Varsayılan

Hukuk fakültesinde çok değerli hocalarımız oldu ancak isim vermek gerektiğinde bunların arasında iki kişi benim için öne çıkıyor:

Medeni Hukuk Kürsüsünden Haluk Burcuoğlu'nu unutmam mümkün değil. O zamanlar Doçentti, sanırım şimdi Profesör oldu ancak halen üniversitede görevli mi bilmiyorum. Haluk Burcuoğlu'nun ders anlatma tarzını başkaca çok az hocada gördüm. Verdiği ilginç örnekler, sıradışı üslubu ve esprileri ile en sıkıcı dersi bile son derece eğlenceli hale getirirdi. Sanırım en önemlisi ise bu üslubu konuyu hafızanıza unutulmayacak şekilde kazımasıydı. Aradan 15 yıl geçti ancak onun derste verdiği örneklerin bir kısmı hala aklımda ve Medeni Hukuk'un pekçok kavramı bu örneklerle belleğimde canlanıyor. Koyu Fenerbahçe taraftarı olması da unutulmaz. Ve tabii şiddetli geçimsizlik ve haklı boşanma nedenlerini anlatırken verdiği "Eşlerden birinin Fenerbahçeli olmaması" örneği...

Unutamadığım diğer hocam Yüksek Lisans'ta çek hukuku dersi aldığım Abuzer Kendigelen. O zamanlar Yardımcı Doçentti. Dersin yapısı gereği hiç ders anlatmadı (biz anlatırdık! ) , o yüzden beni etkileyen yönü hocalığı değil. Ancak konusuna hakimiyeti, bilgisi ve en önemlisi zekası inanılmaz derecede çarpıcıydı. "Zehir gibi" diye tabir edilecek zekasıyla, kendisini tanıdığım en zeki hukukçu olarak ilan edebilirim. O zamanlar pek çok Mahkeme kendisini o istemediği halde bilirkişi tayin ettiği için şikayet ederdi ama onu bilirkişi tayin eden Hakimlere hak vermemek mümkün değil. Ben de hakim olsam, herhalde her davada onu Bilirkişi tayin ederdim. Pek az hukukçunun "bu bence böyledir" demesi benim için yeterlidir, ille ben de araştırıp kendi görüşümü şekillendirmek isterim, ama Abuzer Kendigelen bir hukuki konuda "bu bence böyledir" diyorsa altına okumadan ben de imzamı koyarım (sanırım? galiba? belki? Gene de önce bir okuyabilirim, bilmiyorum).