Mesajı Okuyun
Old 20-02-2008, 18:44   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Meslek hayatına başlar başlamaz askeri mahkemede 3-4 tane davam olmuştu. Çok keyif almıştım.İlk davam Güney Den. S.K.'nda'askeri benzin hırsızlığı' idi. İhbar eden astsubay; kadın meselesi yüzünden müvekkile iftira atmıştı. Tanıklara istediğimiz soruları sorabilmiştik. İhbarcıya soru sorabilmiştik. Askeri savcı duruşma sonunda nerdeyse ihbarcının tutuklanmasını isteyecekti. Duruşma 6,5 saat sürmüştü. Sözkonusu olan bir araba benzin idi.Duruşmadan sonra müvekkil boynuma sarılıp 'Petroçelli gibiydin' demişti.

Sonraki davam Ege Ordu Askeri Mahkemesi'ndeydi. Başkan duruşma başlar başlamaz 'Buyrun Sayın Meslektaşım oturun' demişti(Üstelik Sayın Av.Ömer Kavili henüz avukat değildi.). Dava safahatında da 'Bir talebiniz var mı?' diye sürekli sorardı.

O zamanlar(Milattan Önce) As.Mahkemelerde yargılama böyle yapılıyordu. Umarım değişmemiştir.

Niye uzun uzun anlattım? Birincisi soru sahibi rahatlamış olur. İkincisi, özlediğimiz yargılama süreci; hakim-avukat-savcı üçgeninde karşılıklı saygının öneminin anlaşılmasını sağlamak. Üçüncüsü ben o davalardan sonra 'İşte avukatlık bu ve çok zevkliymiş' demiş ve acele etmiştim. Daha sonra adli mahkemelerde girdiğim duruşmalarda yaşadığım hayal kırıklığı herkesten büyük oldu. Meğer gerçek öyle değilmiş.

Özet olarak; belki dava azlığından bilemem ama askeri mahkemelerde, avukat da hakim de savcı da hukukçu olmanın tadını çıkarıyorlardı( Yanlış anlaşılmasın aman...Sadece bu tür davalar için söylüyorum. Sıkıyönetim Mah. filan konu dışıdır.)

Bence davanı tadını çıkarın. (Ama buraya da yazın lütfen)

Saygılarımla