Mesajı Okuyun
Old 05-03-2010, 22:56   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömeroğlu
Evet varsayalım ki borçlu her kusurundan sorumludur,ama ne zamana dek sonsuza kadar mı?O korumanın(ki yerindeliği bence tartışmaya açıktır)bir süreyle sınırlanması gerekmez mi??
Hem yukarıda 3 numaralı mesajda belirttiğim nedenlerle alacaklı da ortak kusurlu değil midir?Ortada bir tazminat yok ki indirim yapalım Burda menfaatler dengesine en uygun çözümü bulmamız gerekecek
Hem hakdüşürücü nitelikteki bir sürenin bitimine 10 gün kala gelip şartlar da yokken satış istiyorum diyeceksiniz üzerine bir de o iş yapılması lazım gelen masrafın (örneğin)1/30'unu yatıracaksınız(kusur oranına bu oranın bir etkisi olur mu o da bilinmez )ve yıllarca başka hiçbir şey yapmayacaksınız ve yine de hem borçluya hem de o borçluya yönelen üçüncü kişilere karşı korunacaksınız!Ben ikna olamıyorum bu çözüme!

Borcunu ödemeyen borçluyu korumak yerine alacaklıyı korumak hukukun bence önceliği olmalıdır. "Şartlar da yokken satış istenmesi..." cümlenizi anlayamadım. Satış istemek için, haciz uygulanması ve satış talep edilmesi, bu arada masraf avansı ödenmesi kafidir. Olayda da sanıyorum bunlar yapılmıştır. Kaldı ki HUMK'a göre davacı veya alacaklı, masraflar için her işlem bakımından ayrı ayrı masraf vermek yerine işin başında bir miktar avans yatırıp, ihtiyaç hasıl oldukça kullanılmasını ve eksilirse tamamlatılması yönünde istekte bulunulmasını dilemek hakkına da sahiptir. Bu bağlamda da eksik masraf avansı sorun olamayacaktır. Masraf avansının eksik bırakılması halinde borçlunun masraf avansının alacaklı tarafından tamamlattırılmasını İcra müdürlüğünden talep etmesine engel bir hukuki kural da yoktur. Bu itibarla sürümcemede kalma temelinde borçlunun mağduriyeti söz konusu olmayacaktır. (Düşüncesindeyim)