Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Avukat kamu hizmeti sunuyor ve bürosu (ona ait olsa bile) kamuya açık bir işyeri. Avukat işi alır veya almaz o ayrı meseledir ama bürosunun kapısını hizmete kapatamaz diye düşünüyorum. Bu nedenle bir kahve (hane) deki kahve(HANE) sahibinin tek başına sıgara içmesiyle, avukatın bürosunda tek başına sıgara içmesi arasında çok fark yoktur. (kanaatindeyim)

Bazı avukatların, mesleklerini plaza katlarında yürüttüklerini gazetelerde, televizyonlarda görüyor, duyuyoruz bazen. Değil avukatın bürosuna girmek, plazanın kapısından içeri bile almıyorlar vatandaşı, avukat istemedikçe. Telefona dahi çıkmayanlar varmış hatta.

Yine bazı avukatlık bürolarının, müvekkillere hukuki destek verilmek üzere kullanıldığı gibi, meslektaşlara da, öğlenleri restoran, akşamları bar hizmeti verdiklerine tanık olabilmekteyiz. Yani günün belirli saatlerinde “ikamete mahsus konut” gibi kullanılabilmekteler.

Bazı meslektaşların hiç dava takibi yapmadığını ve bürolarını salt araştırma ve doktrinsel çalışmalar için kullandığını ya da sadece telefon ve internet aracılığıyla danışmanlık yaptığını biliyoruz.

Tek odalı bir büroda 3-5 kişinin çalışıyor olması da, 3-5 odalı bir büroda avukatın tek başına çalışıyor olması da çok olası bir durumdur.

Özellikle bazı kurumların icra takiplerini yapan meslektaşların ise, adeta banka şubesi gibi teşrif edilmiş ve çok yoğun insan sirkülasyonun olduğu büroları olabiliyor. Bu tip bürolara avukatın kendi müvekkillerinden çok, icra borçlarını ödemek için, 3. kişiler gelmektedir.

Avukatlık mesleğinin ifa edilme şekli çeşitlilik gösterdiği için örneklenen büroların da hepsini bir tutmak mümkün değildir.

Bu itibarla, avukatlık bürolarının, kahvehaneyle de bir tutulması ve genel geçer hükümler öngörülmesi güç olacaktır kanısındayım.

Avukatlık bürosunun kamuya açık olup olması avukatın inisiyatifindedir diye düşünüyorum. Avukatlık bürosu, -genel anlamda-, yasadaki tabiriyle "birden çok kişinin (istediği zaman) girebileceği" yer değildir.

Büronun kamuya açık bir kısmı varsa da, bu konuda Şehper hanımla hemfikirim. Keza böyle yerlerde, eğer avukat kendi odasında sigara içiyorsa, duman ve koku için izolasyon da yapılmalıdır. Avukatın kendi çalışma odasında içtiği sigaraya karışılamaması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer yandan, “ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde, cezaevlerinde” kalanlar ve de her an kalabilecek olanlar da avukatın hedef kitlesinde yer aldığı için, 2. maddenin 2. fıkrasının a bendine göre, avukatlık bürolarının istisna kapsamında olduğu pek ala savunulabilir.

Saygılar,