Mesajı Okuyun
Old 11-07-2004, 20:25   #26
ragıp

 
Varsayılan

arkadaşlar bence iki ayrı forum açalım. divan edebiyatı ile halk edebiyatının aynı forumda olması bence hoş değil. ben her ikisini de seviyorum. ama halk edebiyatı türkçe, divan edebiyatı ise arapça ve farsça karışımı acaip bir dil. nerdeyse bu gün gençlerin kullandığı ingilizce,argo ve türkçe karışımı gibi.
yadsıdığım ya da küçümsediğim anlamında söylemiyorum. ama o devrin edebiyat dili arapça idi. daha sonra, iranda şah ismailin kurduğu türk türk devletinden sonra, iranlılarla da gelişen ilişkiler, farsçayı da dilimize soktu.
divan edebiyatı, aruz vezni ile yazıldığı için şarkı gibi insana tat verir. araplarda müzik gelişmemiştir. gına dedikleri, düğünlerde tef eşiğinde çalınan bir müzikleri vardı. Müziğin yerini şiir ve hatta şiir gibi yazılan nesirler almıştır. (hatta kuranın bile benzerinin yazılamayacağı iddiası şiir formatında düz nesir olmasıdır.Onun için belli bir usul ile okunduğunda şarkı gibi gelir.tilavet dedikleri de budur.)
şarkı ve bestenin olmadığı bir ortamda aruz vezni şarkı gibi tad vermektedir. Nota yerine mefulu mefailü gibi kalıplar vardır ve bunlar nota yerinedir. Eğer şiiri değil de yalnızca kalıp ile okursanız ne demek istediğim anlaşılacaktır.
forumu açan sayın gemicinin dediği gibi, bu gün bu şiirlar dil olarak anlaşılmazdır. Çünkü daha sonraları dilimiz fransızcanın etkisine girmiştir. Dildeki sadeleşme akımı tamamlanmadan bu kez, dilimize ingilizce egemen olmuştur.
Oysa halk edebiyatı hiç değişmemiştir. Bu gün gerek pir sultan abdal, gerekse köroğlu gibi halk şairlerinin yazdıkları rahatça anlaşılmaktadır.Hatta tasavvuf etkisiyle yazmasına rağmen Yunus Emre dahi anlaşılmaktadır.
Bunlar benim görüşüm tartışılabilir ama düşünülmesi gerekir