Mesajı Okuyun
Old 26-09-2007, 13:59   #7
Av. Murat Salman

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyitsonmez
Sevgili meslektaşım!

Bizlerin görevi yada misyonu maddi gerçeğe ulaşmak değil sanığın yada mağdurun haklarını korumaktır. Hem mahkemeye hem iddia makamına hemde karşı tarafa karşı.

Sizinde katıldığınız üzere teşhis kavramı yazılı hukukumuzda yok.(Bildiğim kadarıyla). Durum böyle iken bizim yapmamız gereken bu durumu sanık lehine çevrmemiz.

Sizin soyledğinizde doğru lakin bunu savunmak bizim görevimiz değil. Yanlış yerde durmuş oluruz o zaman.

Sevgiyle kalın...
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim;
Yalnız benim cevabımdan ne şekilde maddi gerçeğe ulaşmak görevi taşıdığımızı savunduğumu çıkardığınızı anlayamadım. Benim yazımdan ne anladığınızı açıklarsanız sevinirim.

1-Savunma yargının kurucu unsurudur ve yarglamanın amacı da maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Dolayısıyla yargılamaya katılımımız maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına hizmet etmektedir. Fakat bu bizim doğrudan doğruya maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını savunduğumuz anlamına gelmez. Biz yargılamada müvekkilimizin haklarını savunuruz. Sonuç olarak yalnız savunma değil yargılama unsurlarının tümünün faaliyeti sonucu maddi gerçek ortaya çıkarılır.

2-Ben yanıtladığınız yazıda teşhisin usule uygun yaptırıldığında hukuka uygun bir delil olacağını savundum. Teşhis işlemi kanunda düzenlenmemiştir bu nedenle teşhis işlemi sonucu hukuka uygun delil elde edilemez tezine karşı çıktım.

3-Bulunduğumuz yeri teşhis edilen müdafii olarak kabul edip konuyu bu şekilde tartışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Biz burda bir soruşturma işleminin hukuka uygun olup olamıyacağını hukukçu sıfatıyla tartışıyoruz. Burda kendimizi müdafii olarak kabul etmemizin doğru olmadığını düşünüyorum. Zira zaman zaman müdahil vekili olduğumuzu veya hukuka uygun bir teşhis sonucu gerçek failin teşhis edilmek suretiyle şüpheli ya da sanık müvekkillerimizin de lehine sonuçlar doğabileceğini unutmamalıyız.

Saygılar.