Mesajı Okuyun
Old 03-11-2009, 10:59   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

1-Anne olmak bütün kadınlar için haktır.Ayrıca anne olmak sebebi ile kadınların korunmasına ilişkin pek çok yasal düzenleme mevcuttur.

Anneler arasında çocuk sahibi olma bakımından medeni durumlarına göre ayrımcılık yapılamaz.Bu hem uluslararası sözleşmler hem de yasalarda ayrımcılık yasağının ihlali anlamına gelecektir.

Bu sebebple ayrıcılığa uğrar ve temel haklardan yararlanmanız engellenir ise ulusal ve uluslararası başvuru mekanizmalarına başvurabilirsiniz.

2-Evlilik dışı doğan çocuğun babasının soyadını alamaması ve nüfus hanesine yazılamamasına ilişkin olarak okuduklarınız eski uygulamayı göstermektedir.Gerçekten de 2002 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanunda evlilik dışı doğan çocuğun soyadı olarak anne soyadı olacağı düzenlenmiş iken,bu konuda çocuklar ararsında ayrımcılığa yol açması sebebi ile Anayasa mahkemesine başvurular yapılmıştır.Bu başvurular henüz sounçlanmadan Nüfus Hizmetleri kanununda değişiklik yapılmış olup baba tarafıondan tanınan çocukların baba soyadını alacağı ve baba hanesine tesçil edileceği düzenlenmiştir.

Alıntı:
Nufus Hizmetleri Kanunu:
MADDE 28- (4) Tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile analarının kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir.

Son olarak Anayasa Mahkemesi de bu yapılan iptal başvurularını değerlendirmiş ve evlilik dışında doğan çocukların anne soyadınını alması yönündeki yasal düzenlemeyi iptal etmiş,bu konuda yeni düzenleme yapılmak üzere yasamaya bir yıllık süre tanımıştır.

Sanıyorum evlilik dışı çocuğun velayetinin annede olması ile bu durum karıştırılmaktadır.Bu iki konu tamamen farklıdır.

Sonuç olarak babaları tarafından tanınan çocuklar baba soyadını alır ve baba hanesine yazılır.Bu tartışmasızdır.

3-Babalık davası süreleree bağlanmıştır.Anne bakımından dava açma süresi bir yıl,çocuk bakımından 18 yaşına gelinceye kadar kayyım atanmasından itibaren bir yıl,ergin olduktan sonra bir yıl.

Belirtilen sürelerde bu hak kullanılmaz ise daha sonra kullanılamaz ve buna bağlı souşlardan yararlanılamaz..Bu nedenle süreler konusunda dikkatli olmak gerekmektedir.


4-Koşulları varsa çocuğun babasına maddi manevi tazminat davası elbette açabilirsiniz.Maddi tazminatın konusu doğum masraflarına ilişkindir.Geçmişe yönelik çocuğun bakımından kaynaklanan harcamaların maddi tazminata konu olamayacağını düşünüyorum.Çünkü bu harcamalar tarafınızdan ahlaki bir ödevin yapılması anlamındadır.

Lehinize bir tazminat kararı verildiüinde,bu miktar icra takibi ile tahsil edilmeye çalışılacaktır.Ödememe durumunda mal varlığı haczine karar verilir.Fakat borcu karşılayacak mal bulunmaz ise bunun bir ceza yaptırımı yoktur.

5-Ceza yaptırımı nafaka ödememe durumunda söz konusudur.Verdiğiniz linkteki açıklamalar da buna ilişkindir.

Bu konuda aklınıza gelebilecek her türlü ihtimali tartışmak ve doğrudan yardım almak için bir avukata başvurmanızı öneriyoruz.